Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1685 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 21242 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Ordu İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/05/2010NUMARASI: 2010/165-2010/263Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılmış ve borçluya örnek 151 nolu icra emri tebliğ edilmiştir. Borçlu itirazında ipoteğin teminat ipoteği olarak tesis edildiğini, kendisine icra emri gönderilmeyeceğini, ayrıca limiti aşacak biçimde takip yapılamayacağını ileri sürerek icra emrinin iptalini talep etmiştir.İİK'nun 150/ı maddesinde "..... ipotek akit tablosu, kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetini veya gayri nakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin noter marifetiyle krediyi kullanan tarafa gönderildiğine dair, noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü, bu Kanun'un 149. maddesi gereğince işlem yapar" hükmü getirilmiştir. Somut olayda, takip konusu alacak bankaca verilen kredi ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Alacaklı banka tarafından borçluya yukarıda belirtildiği gibi noter aracılığıyla ihtarname gönderildiği ve bu ihtarnamenin borçluya 30.06.2009 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından, ipoteğin teminat ipoteği niteliğinde olması borçluya icra emri gönderilmesine engel teşkil etmez. Borçlunun bu konudaki şikayetinin reddine karar vermek ve limiti aşacak biçimde takip yapıldığına yönelik şikayetinin ise incelenerek olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de 4603 Sayılı Kanun'un geçici 4. maddesi uyarınca alacaklı banka harçtan muaf olup, 25,15 TL harçla sorumlu tutulması da doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.