Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16808 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 32084 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Çine İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 19/09/2011NUMARASI: 2010/58-2011/52Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Çine İcra Müdürlüğünce haczedilen borçluya ait taşınmaza ilişkin olarak meskeniyet şikayetinde bulunulmuştur. Meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulüne dair karara mesnet yapılan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. İİK'nun 82/12. maddesinde; "Borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı belirlendikten sonra aynı maddede; ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır." hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, mahallinde keşif yapılarak meskeniyet şikayetine konu taşınmazın keşif tarihi itibariyle değeri ile borçlunun haline münasip ev alabileceği bedel tespit edildikten sonra; tespit edilen bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine. artanın alacaklıya ödenmesine satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekir. Dairemizin yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere; borçlunun haline münasip evinin değerinin İİK'nun 82/12. maddesine göre belirleneceği ve bu hususları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen ve ikamet dışında zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerlerin maddede öngörülen amaca aykırı olduğu, borçlunun daha mütevazi bir semtine haline münasip evi alabileceği değerin açıklanan kurallara göre belirlenmesi gerektiğinin dikkate alınması gerekirken yaptırılan keşif sonucu alınan raporda borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar gösterilmediğinden, yukarıda belirtilen ilkelere uygun düşmeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.