MAHKEMESİ: Muğla İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/10/2011NUMARASI: 2011/36-2011/363Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlar Kanunu'nun 533. maddesinde, kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlernde bulunan ortağın, bu kişiye karşı bizzat kendisinin alacaklı ve borçlu olacağı, ortaklardan birinin, ortaklık veya bütün ortakları adına bir üçüncü kişi ile işlem yapması halinde, diğer ortakların ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olacağı, kendisine yönetim görevi verilen ortağın ise, ortaklığı veya bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisinin var sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Bu bağlamda, ortaklığı idare ve temsil yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlemler, ortakları üçüncü kişilere karşı eşit olarak sorumlu kılar. Nitekim temsilin sonuçlarını düzenleyen aynı kanunun 534. maddesinin son cümlesinde; "Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar" hükmü getirilmiştir. Adi ortaklığın, ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm yer almadığı sürece, idareci ortağın yapacağı işlemler, diğer ortakları da bağlar. İdareci ortağın hukuki statüsü BK.nun 449. maddesinde düzenlenen ticari mümessile benzer nitelikler taşır. Bu itibarla ticari mümessilin özel bir yetki aranmaksızın kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisine haiz olduğu kabul edilmektedir. (HGK.nun 29.01.2009 tarih 2008/12825¬2009/32 sayılı kararında da açıklanan ilkeler benimsenmiştir.) Takip dayanağı çekte E.-E.Y.Adi Ortaklığı adına keşide edilen çekin E. Y. tarafından imzalandığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. Öte yandan E.Y.ile E. Y.arasında imzalanmış bir adi ortaklık sözleşmesi ve adi ortaklığa ortaklardan birinin veya 3. bir kişinin temsilci olarak atandığına dair herhangi bir belge de sunulmuş değildir. Bu durumda adi ortaklığı temsil yetkisi bulunmayan Erdoğan Yalın'ın adi ortaklık adına imzaladığı çekten dolayı diğer ortak Erdal Yalın'ın da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü mümkün değildir. O halde mahkemece itirazın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.