Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16698 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13138 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz nedenleri yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından tahliye emri ile takip başlatıldığı, ödeme emri tebligatının 08.03.2011 tarihinde borçlu şirkete tebliği üzerine borçlu şirket vekili olarak Av....'un icra dairesine itirazda bulunduğu, alacaklının ise icra mahkemesine başvurarak itirazda bulunan borçlu vekilinin vekaletnamesinin usulsüz olduğunu, vekalet verenin yetkisiz temsilci olup, takibe itirazın yetkisiz kimseler tarafından yapılması nedeniyle itirazın reddine ve takibin devamına karar verilmesini icra müdürlüğünden talep ettiklerini, icra müdürlüğünün taleplerini reddettiğini, icra müdürlüğü işleminin iptali ile takibin devamına karar verilmesini istedikleri, mahkemece takibin durdurulmasına ilişkin 17.03.2011 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 77/1. maddesinde; “Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır” hükmü yer almaktadır. Mahkemece, duruşma açılmakla birlikte duruşma gününün borçlu vekili olarak takibe itiraz eden Av....'a tebliğ edildiği ve anılan vekilin borçlu şirket adına şikayetin reddini talep ettiği görülmektedir. Bu nedenle mahkemece, borçlu şirkete duruşma günü tebliğ edilerek, itirazı yapan vekile borçlu şirket yetkilileri tarafından verilmiş bir vekaletname bulunup bulunmadığının tespiti, vekaletname yok ise, borçlu şirkete vekaletname vermesi veya takibe yapılan itirazı kabul muvafakat verip-vermediğini beyan etmesi için kesin mehil verilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.