MAHKEMESİ: İstanbul 9. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 13/10/2011NUMARASI: 2011/711-2011/1129Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve borçluya örnek 10 no’lu ödeme emri tebliğ edilmiştir. Borçlu vekili icra mahkemesine sunduğu dilekçe ile borcun takipten önce ödendiğini belirterek borca itiraz etmiş ve yapılan yargılamada, borçlu, takip dayanağı senet bedelinin tamamen ödendiğini gösteren bir ödeme belgesi sunmuştur. Anılan ödeme belgesi nedeni ile de Mahkemece borca itirazın kabulüne karar verilmiştir.İİK’nun 169/a-1 maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır. İtiraz dilekçesinde, takip dayanağı çekle ilgili borcun, dava ve takip dışı ciranta D.B. Ltd. Şti. Yetkilisi T. K’e ödenmek üzere alacaklı bankaya havale edildiği ve bu belge nedeni ile alacaklı bankanın kötüniyetli olduğu öne sürülmüş; takip alacaklısı vekili ise çeke ciro yolu ile sahip olan müvekkilinin (iyiniyetli hamil) sıfatını taşıdığını, kendilerinden önce gelen cirantaya yapılan ödeme def'inin alacaklıyı bağlamayacağını beyan etmiş ve itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.TTK.nun 730. maddesinin göndermesiyle çekler hakında da uygulanması gereken aynı kanunun 599. maddesi gereğince, 2. ciranta olan borçlu, 3. ciranta D.B.Ltd. Şti ile kendi arasındaki şahsi def'ileri iyiniyetli hamile karşı ileri süremez. Çek bedelinin borçlu tarafından alacaklı banka nezdinde ve 3. cirantaya ödenmek üzere havale yapılması, alacaklı hamil bankanın kötüniyetli olduğunu göstermemektedir, zira çeke ciro yolu ile sahip olan hamil bankanın havalenin kime ve ne için gönderildiğini incelemek ve bilmek gibi bir yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu durumda aynı maddede yer alan ve alacaklının çeki devralırken kötüniyetli olduğu hususu da ispat edilmediğine göre, borca itirazın reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.