MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından, ihtiyati haciz kararı alınarak, borçlu aleyhine 1 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlanmış, İİK’nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük sürede borçlu icra mahkemesine başvurarak sair itiraz nedenleri yanında icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş, mahkemece ihtiyati haciz kararının alındığı mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapıldığı gerekçesi ile yetki itirazının reddine karar verildiği görülmüştür. Hukuk Genel Kurulu' nun 15.01.2014 tarih ve 2013/12-476 esas 2014/5 karar sayılı kararında, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapılabileceğine ilişkin İİK'nun 50. maddesi yollaması ile kıyasen uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'nun 12. maddesinin, 6100 sayılı HMK'da karşılığı olan bir düzenleme bulunmadığı ve bu nedenle, ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesince ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceğinin kabul edilmesi üzerine, Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, icra takibi için yetkili olamayacağı sonucuna varılmıştır.İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK.6.md), bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. (yeni TTK.777/3.) maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Sözkonusu düzenleme ile yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlaşılması gereken, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir.Somut olayda, takip dayanağı bonoda itirazda bulunan keşideci gerçek kişi olup, dosyada tacir olduklarına ilişkin belge bulunmadığına göre ... (icra dairelerinin) mahkemelerinin yetkili kılındığına dair yetki kaydı geçersizdir. Ancak takip dayanağı bonoda ayrı bir tanzim yeri bulunup ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin dolayısıyla ödeme yeri sayılacağı, tanzim yerinin ... olduğu, örnek 10 ödeme emrinin itirazda bulunan borçluya ... adresinde tebliğ edildiği ve diğer borçlular yönünden henüz ... icra dairelerinin yetkisinin kesinleşmediği görülmektedir. O halde mahkemece; takip dayanağı bonoda tanzim yeri ve örnek 10 ödeme emrinin borçluya tebliğ adresinin ... olması nedeniyle yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken ihtiyati haciz kararının ... Mahkemeleri tarafından verilmesi nedeniyle ... İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu gerekçe gösterilerek yetki itirazının reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.