Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16621 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3665 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İzmir 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/12/2009NUMARASI: 2009/545-2009/1626Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu hakkında İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.05.2008 tarih ve 2005/492 Esas, 2008/198 Karar sayılı kararına istinaden, ilamlı icra takibinde bulunulduğu, takibin kesinleşmesini müteakip, borçlunun konut olarak kullandığı taşınmazının haczedilmesi üzerine, borçlu tarafından meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, mahkemece borçlunun dava konusu taşınmaz dışında Sarayköy Tapu Sicil müdürlüğünde adına kayıtlı mesken niteliğinde taşınmazları bulunduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nın 82/12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte bar??nması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına, satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen haline münasip mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakıldıktan sonra artan miktar alacaklıya ödenmelidir. Borçlunun başka bir ilde adına kayıtlı mesken ya da meskenlerinin bulunması, meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel teşkil etmez.O halde, mahkemece İİK'nın 82/12. maddesi esas alınarak bilirkişiden yukarıda belirtilen ilkelere uygun rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.