Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16584 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 31745 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Gebze İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 13/10/2011NUMARASI: 2010/974-2011/792Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Kamulaştırmasız el atma davaları uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmiş değildir. Bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi de 10.04.2003 tarih ve 2002/112 E. 2003/33 K.sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Uygulamada kamulaştırmasız el atma davaları; tB.K., H.G.K. ve Hukuk Dairelerinin içtihatlarıyla yön bulmaktadır. Konunun dairemizi ilgilendiren yönü ise, bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasındadır. Zira kamulaştırma yasası gecikme faizini öngörmemektedir. Bu cümleden olmak üzere, H.G.K. kararları ve Dairemizin istikrar bulmuş içtihatlarında; "Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında uygulanan T.C. Anayasası'nın 4709 Sayılı Yasanın 18. maddesi ile değişik 46/son maddesinde yer alan kamulaştırma bedelleri ile mahkemece kesin hükme bağlanan arttırma bedellerine, son fıkraya göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı" hükmünden farklı olarak, "Kamulaştırmasız el atmanın hukuksal niteliği itibariyle bir haksız eylem olduğu, haksız eylemden doğan borçların, tazmini nitelikte olmaları nedeniyle uygulanacak faizin 3095 Sayılı Yasada belirlenen yasal faiz olduğu belirtilerek, uygulama bu güne kadar yasal faizin uygulanması şeklinde sürdürüle gelmiştir. Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bu bağlamda mülkiyete saygı hakkının ihlalinin, mahkemelerin, kamulaştırmasız el atmaya maruz kalan kişiler lehine hükmettikleri tazminat tutarının tayininde, yargılama süresi ile enflasyon arasındaki etkileşim sonucu ortaya çıkan değer kaybını dikkate almalarına imkan sağlayan yasal bir düzenlemenin olmayışından da kaynaklandığı, bu nedenle adil tatmin taleplerinin karşılanması gerektiği hususu benimsenmeye başlanmıştır. Tüm bu açıklamalar ışığında idare, kendisine Anayasa tarafından tanınan olanak ve yetkileri yasaya uygun bir biçimde kullanmaksızın taşınmaza el atarak kamulaştırma ilkelerine aykırı davranamaz. Anayasa'nın 46. maddesinde öngörülen kamulaştırma, Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkına getirilmiş anayasal bir sınırlama olmakla, Dairemizce içtihat değişikliğine gidilerek, özü ve vardığı hukuki sonuç itibariyle aynı nitelikler taşıyan kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilamlarda hüküm altına alınan tazminatlara da Anayasanın 46/son maddesinde düzenlenmiş olan kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu açıklamadan sonra somut olayın incelenmesinde;Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin derecattan geçmek suretiyle 08.02.2010 tarihinde kesinleşen, 12.08.2009 tarih ve 2009/104 Esas, 2009/284 Karar sayılı kamulaştırmasız el atma nedeni ile Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü hakkında ilamlı takip yapıldığı, ilamın hüküm fıkrasında; "167.000.¬TL'nin 21.12.2004dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara tapu ve miras paylarına göre verilmesine" hükmedilmiştir. Dayanak ilamda yasal faiz denilmekte ise de bundan anlaşılması gereken kamulaştırmada uygulanan Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca uygulanan faizdir.Takip talepnamesinde ve icra emrinde, asıl alacak olan 167.000 ye 277.804.50 TL. işlemiş faiz istenilmiş, talepnamede 21.12.2004 tarihinden 02.03.2005 tarihine kadar %48,02.03.2005 tarihinden 21.04.2006 tarihine kadar %36, bu tarihten itibaren de %30 kamulaştırma alacağı faizi talebinde bulunulmuştur. Borçlu vekilinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle hükmedilen tazminata yasal faiz oranlarının uygulanması talebi ile yaptığı başvuru üzerine, mahkemece, takibe dayanak yapılan ilamda yasal faize hükmedilmesi nedeni ile yasal faiz oranlarının uygulanması gerektiğinden bahis1e icra emrinin iptaline karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız el atma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 Sayılı Kanunla Değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en üksek faiz oranının uygulanması gerektiğinden aksine düşüncelerle yazılı gerekçe ile verilen kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.