Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16511 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12614 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Ankara 6. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/02/2009NUMARASI: 2009/41-2009/157Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 05/10/2009 tarih, 2009/10893-18058 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı Karadeniz Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından borçlu IMM Anatolia Madencilik San. ve Tic.Ltd.Şti. aleyhine sözleşmeden doğan alacak nedeniyle ilamsız takip başlatılmış, bu takiple ilgili örnek (7) ödeme emri 07/01/2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. İcra müdürlüğünce,dosya içerisine konulan ve borçlu şirket tarafından alacaklı şirkete hitaben yazılan görüşmeye davet yazısı mahiyetindeki 13/01/2009 tarihli dilekçede, borca itiraz edildiği gerekçesi ile takip durdurulmuştur. Alacaklı vekili, söz konusu dilekçenin şirket temsilcisi tarafından verilmediğini, sınırlı ve özel işler için yetkilendirilen şahsın yaptığı itirazın kabul edilerek takibin durdurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek durdurma kararının iptalini istemiştir. İİK'nun 62. maddesi "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emri tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.. " hükmünü içermektedir. Bu düzenlemede itirazın icra dairesine yapılması gerektiği belirtildiğinden, itirazı içerir beyanları taşıyan yazılı dilekçenin icra müdürlüğüne hitaben yazılıp icra dosyasına sunulması, itirazın sözlü yapılması halinde de bu yöndeki beyanın icra müdürü tarafından tutanağa geçirilip, altı ilgililerce (borçlu veya vekili) ve icra müdürü ya da muavini tarafından imzalanması gerekmektedir (İİK'nun 8/1. maddesi). Bunun haricinde yapılan itirazların hukuken bir geçerliliği bulunmamaktadır.Bu açıklamalar ışığında, icra dosyasında, borca usulüne uygun olarak yapılmış bir itiraz bulunmadığından, takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlüğü işlemi usulsüzdür. Şikayetin bu nedenle kabulü gerekirken, borçlu şirket temsilcisi olmayan şahsın itirazına şirket temsilcisi tarafından icazet verilmiş olduğu gerekçesi ile şikayetin reddi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 05/10/2009 gün ve 2009/10893-18058 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.