Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16366 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7052 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: İzmir 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 06/12/2012NUMARASI: 2012/116-2012/860Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlunun, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz ve dolayısıyla icra takibine yapılan itirazın süresinde olduğunun kabulü istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasında; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki "adreste bulunmama", diğeri ise "tebellüğden imtina"dır. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Bu itibarla; tebliğ tarihinde yürürlükte olan Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği "tevsik edilmeden", Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Somut olayda, şikayetçi borçlu ....'ya yapılan ödeme emri tebliğ belgesinin incelenmesinde tebliğ memurunca tebliğ işleminin; "adres sürekli kapalı yapılan muhtarlık araştırmasında muhattabın nüfus kaydı sisteminde kaydı olduğundan evrak mahalle muhtarına teslim edildi, kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırılarak haber verilecek kimse bulunmadı"şerhi ile 14.02.2012 tarihinde yapıldığı görülmektedir.Görüldüğü üzere tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini ve tevziat saatlerinden sonra geleceğini belirlemeden tebliğ işlemini tamamlamıştır. Bu haliyle tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 31. maddelerine aykırı olup usulsüzdür.O halde mahkemece, şikayetin kabulü ile 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olunduğu belirtilen 23.02.2012 tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.