Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16334 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 30596 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 7. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/06/2011NUMARASI: 2008/1683-2011/1284Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından iki adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe karşı borçlu vekili, süresi içerisinde takibe konu çeklerdeki imzaların, müvekkili şirketi temsile yetkili kişiye ait olmadığını itirazen ileri sürmüş, mahkemece bilirkişi raporunun sonuç bölümünde yer alan "takibe konu edilen çekler üzerindeki keşideci imzaları ile ödenen çekteki keşideci imzasının aynı şahsın elinden çıktığı" kanaatine itibar edilerek itirazın reddine karar verilmiştir. İmza itirazı ile ilgili olarak; bilirkişi raporunun mukayeseye esas belgeler kısmında belirtilen borçlunun hakim huzurunda alınan imza örnekleri, Üsküdar 12. Noterliğinin 23.03.2009 tarih ve 04462 yevmiye numarası ile düzenlenmiş imza sirküleri, Karabük 1. Noterliğinin 07.07.2008 tarih ve 6565 yevmiye numarası ile düzenlenmiş ihtarname, Karabük 1. Noterliğinin 13.07.2007 tarih ve 7235 yevmiye numarası ile düzenlenmiş imza beyannamesi, Karabük 1. Noterliğinin 13.02.2006 tarih ve 1235 yevmiye numarası ile düzenlenmiş imza onaylaması, Karabük 1. Noterliğinin 03.12.2007 tarih ve 12311 yevmiye numarası ile onaylanmış belge, Karabük 1. Noterliğinin 03.12.2007 tarih ve 12310 yevmiye numarası ile onaylanmış belge, 8231334 nolu ödenmiş çek mahkemece toplandıktan sonra imza incelemesi için kül halinde bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda, mukayeseye esas imza örnekleri ile takip konusu çeklerdeki imzalar karşılaştırılmış ve borçlu şirketin yetkili temsilcisinin eli ürünü olmadığı sonucuna varılmıştır. Aynı bilirkişi tarafından ödenmiş çekteki imza mukayesesinde, takip konusu çeklerdeki imzalar ile bu çekteki imzanın aynı şahıs elinden çıktığı belirtilmiştir. Borçlunun, bilirkişi tarafından mukayeseye esas imza olarak kabul edilen ödenmiş çeke yönelik olarak imza itirazında bulunmamış olması, daha sonra yapılacak olan bir takipte imza inkarında bulunmasını engellemez. Yani ödeme olgusu imza itirazını ortadan kaldırmaz. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiği vurgulanmıştır. İİK.nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; "imza tatbikinde HUMK.nun bilirkişiye ait hükümleri ile aynı kanunun 309.maddesinin 2, 3 ve 4.fıkraları ve 310, 311 ve 312.madde hükümleri uygulanır" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükümde atıf yapılan HUMK.nun 308 ve devamı maddelerinde imza inkarı halinde mahkemelerce yapılacak usulü işlemler düzenlenmiş, 309.maddesinin 2, 3, 4. fıkralarında aynen; "Ehlihibre vasıtasıyla tahkikata karar verildiği takdirde, medarı tatbik olacak yazı ve ehlihibrenin tahkikatı icra edeceği gün hakim tarafından tayin olunur. Mahkeme bu bapta ancak iki tarafın ittifak ettikleri her nevi evrak ile senedatı resmiyeden olan ve bir kimse tarafından hasbelmemuriye veya mahkeme huzurunda tahrir veya imza edilen evrakı tatbika esas addedilebilir. Tatbika esas ittihaz olunabilecek evrak olmadığı veyahut olup da derecei kifayede bulunmadığı takdirde ehlihibre tarafından terkip olunacak ibarelerle münkir olan kimseye yazı yazdırılarak tatbikat icra olunur" düzenlemesi yer almıştır. Ayrıca anılan belgelerin tamamlanması konusunda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26/04/2006 tarih ve 2006/12-259 E-231 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibari ile imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu göz ardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir ( HGK.nun 2008/12-77 E,-90 K. sayılı kararı).Sonuç itibari ile bilirkişi incelemesine esas alınacak imza örnekleri yasa maddeleri dikkate alınarak toplanmış ve bunlara göre de kanaat oluşturan rapor düzenlenmiş ve imzanın borçlu şirketin yetkili temsilcisinin eli ürünü olmadığı saptanmış iken, ödenmiş çekteki imzanın yasa maddelerine göre medarı tatbik imza olarak kabulü mümkün bulunmadığından mahkemece bu çekteki imzaya itibar edilerek hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.