MAHKEMESİ: Ankara 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/12/2012NUMARASI: 2012/583-2012/1135Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de ; Borçluların icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 82/12. maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun 16. ve 82/12. maddeleri gereğince borçlu meskeniyet şikayetini, haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapmalıdır. Somut olayda, taşınmazdaki mirasçılar hisseleri üzerine son olarak 19/07/2010 tarihinde haciz konulduğu, bu haciz işlemine karşı borçlu mirasçılardan ..., ...ve kısıtlı ...’ya vesayeten ...tarafından 25/06/2012 tarihinde şikayette bulunulduğu, bu dosya içinde birleştirilen 2012/ 889 E. sayılı dosyada ise ...’nın 19/09/2012 tarihinde kendi adına şikayette bulunduğu anlaşılmıştır. Şikayet konusu haczin bildirilmesine ilişkin davacılara çıkartılan 103 davetiyesi tebliği işlemleri ile kıymet takdir raporlarının davacılar vekiline tebliği işlemleri usulsüz olup, davacıların daha önce hacizden haberdar oldukları yönünde bir delil bulunmadığından davacıların şikayet tarihi olan 25/06/2012 tarihinde hacizden haberdar olduklarının kabulü gerektiği, 2012/ 583 E. sayılı dosyada kısıtlı mirasçı ...ya vesayeten ...nın da bu tarihte hacizden haberdar olarak kısıtlı adına şikayette bulunduğu halde, kendi adına aynı tarihte şikayette bulunmayıp, yasal 7 günlük süre geçirildikten sonra 19/09/2012 tarihinde ayrı bir dava ile şikayette bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda ...’nın kendi adına 2012/ 889 E. sayılı dosyada yaptığı şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, birleştirilen bu dosya yönünden de işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin 1. fıkrası gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.