Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16291 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7441 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Karacabey İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 30/11/2012NUMARASI: 2012/109-2012/171Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, mahcuzların fabrikanın mütemmim cüz'ü ve teferruatı olup taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceği nedeniyle haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Başvuru bu hali ile İİK.'nun 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. M.K'nun 684. maddesi taşınmaz ipoteğinin taşınmazın bütünleyici parçalarını, M.K'nun 686. maddesi ise eklentilerini kapsadığını hüküm altına almıştır. Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Yani alacaklılar fabrika binasını satmadan, binada bulunan eklenti niteliğindeki malları (Medeni Kanun'un 686. maddesine göre eklenti olduğu bilirkişilerce saptandığı takdirde) ayrı ayrı haczedebilir ve satabilirler. Çünkü eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. Ancak, İİKnun 83/c maddesi gereğince ipotek akit tablosunda sayılan eklentilerin bu madde gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün bulunmamaktadır. Bu maddenin uygulanabilmesi için mahcuzun hem ipotek akit tablosunda yazılı olması, hem de Medeni Kanun'un 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşımazı zorunludur (HGK. nun 25.12.2002 tarih ve 2002/12-1098 E.-2002/1 108 K). Eklentinin Medeni Kanun'un 686. maddesinde öngörülen nitelikte olup olmadığı, taşınmaz telef, tahrif veya tağyir olunmadan ondan ayrılıp ayrılamayacağı ve eklentinin bulunmaması halinde fabrikanın amacına uygun şekilde çalışıp çalışmayacağını açıklayacak ayrıntılı bilirkişi raporu alınması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümleri ve kurallar doğrultusunda hukukçu bir bilirkişinin de katılması ile oluşturulacak bir bilirkişiler kurulundan yukarıda açıklanan ilkelere uygun biçimde rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, haczedilmezliğe konu malların niteliğinin farklı olabileceği göz önüne alınmaksızın usul ekonomisi gerekçe gösterilmek suretiyle bir başka dosyadaki bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.