MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/10/2011NUMARASI : 2011/774-2011/1184Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:1) Borçlunun taşkın haciz şikayetine yönelik temyiz itirazlarının;İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtayca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2) Borçlunun haczedilmezlik şikayetlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince:A)Borçlunun Limited Şirketlerdeki hisselerinin haczine yönelik temyiz incelemesinde:Limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısı İİK'nun 145.maddesine göre, şirket devam ettiği sürece haklarını borçlu şirket ortağının şahsi mallarından, şirket bilançosu gereği o ortağa düşen kar payından ve şirket fesih olunmuş ise tasfiye payından alabilir. Limited şirketlerde cebri icraya ilişkin koşullar TTK'nun 522 ve 523.maddelerinde düzenlenmiştir. Limited şirketlerde ortağın şahsi borcundan dolayı, ortaklık payının doğrudan haczi mümkün olmayıp, sadece ortağın kar payı, masraf ve avans alacağı veya tasfiye halinde tasfiye bakiyesine katılma hakkı haczedilebilir. TTK'nun 522.maddesinde alacaklıya tanınan borçlu ortağın limited şirketteki hissesini haciz hakkı satış isteme hakkından yoksundur. Zira limited şirketlerde pay kural olarak bölünmez. Ancak bunun istisnası devir veya miras yolu ile intikalde mümkün olup pay önce bölünür, sonra devir veya intikal edilir. Ayrıca pay kavramı ortaklık hak ve yükümlülüklerinin tamamını ifade eder. Bu durumda somut olayda konulan bu haciz esasen ortaklık payı (hissesi) haczi olarak değil şirketin tasfiyesi halinde söz konusu hisseye düşecek olan tasfiye payının haczidir. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olur. Zira tasfiye işlemleri sonuçlanıncaya kadar ortağın ortaklık sıfatı devam eder. Bu durumda alacaklı TTK'nun 522 ve 523.maddelerinde belirtilen prosedür çerçevesinde hareket ederek alacağı için en az altı ay önce limited ortaklığın feshini ihbar etmek sureti ile ortaklığın tasfiye bakiyesinden borçlu ortağa düşecek paydan alabilir. Bu durumda alacaklı tarafından haczedilen aslında tasfiye payı olan limited şirket hisse payının cebri icrada açık artırma yolu ile satılması mümkün değildir. Hal böyle iken mahkemece limited şirket hisse payına yönelik şikayetin yukarıda açıklanan sebeplerle reddi gerekirken yazılı şekilde reddi doğru değil ise de sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir. B)Borçlunun Anonim Şirketlerdeki hisselerinin haczine yönelik temyiz incelemesinde:İ.İ.K.’nun 94/1.maddesinde açıkça; “...Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir...” hükmü getirilmiş bulunmaktadır. Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğu yoktur. Hisse senedi çıkarılmış ise, bu hisse senetleri İ.İ.K.’nun menkul mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen 88.maddesi uyarınca icra müdürlüğünce haczedilebilir ve muhafaza altına alınır. Hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun 3. kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse hakları İ.İ.K.’nun 94.maddesi gereğince icra müdürlüğü tarafından mahalline bizzat gidilerek ve pay defterine işlenmek suretiyle haciz işlemi yapılabilir. Haciz keyfiyeti de borçlunun hissesini elinde bulunduran üçüncü şahıslara ihbar edilir. Anonim ve Hisseli Komandit Şirketlerin henüz kıymetli evrak niteliğinde senede bağlanmamış hisselerinin haczinde, İ.İ.K.’nun 94.maddesi doğrultusunda yapılan tebliğden sonra, şirket idaresi itirazda bulunmamış veya itiraz reddedilmiş ise hisselerin borçlu adına ve hesabına şirket nezdinde ve mamelekinde bulunduğu kesinleşir. O halde mahkemece, gerektiğinde tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak yukarıda sözü edilen kurallar dairesinde sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda 2-B bendinde yazılı sebeplerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.