MAHKEMESİ: Şişli 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 01/07/2008NUMARASI: 2007/1439-2008/740Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı banka vekili tarafından, borçlular hakkında kredi kartı borcu nedeniyle ilamsız takip başlatılmış, borçlular, ödeme emrinin tebliğinden sonra süresi içinde işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmişlerdir. Alacaklı banka vekili, faiz hesabının ve oranının kredi kartı kullanım sözleşmesine uygun olarak yapıldığını, hesap kat edildikten sonra borçlulara ihtarname tebliğ edildiğini belirterek haksız itirazın kaldırılmasını talep etmiştir.İİK.nun 68/b maddesine göre, borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, hesap özetini noter aracılığıyla göndermek zorundadır. Gönderilen hesap özetinin muhtevasına, alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir. Yine kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler İİK.nun 68/1 maddesinde belirtilen belgelerden sayılır.Somut olayda, alacaklı banka tarafından hesap kat edilerek hesap özetini içerir ihtarname, kredi sözleşmesinde bulunandan farklı bir adrese tebliğe çıkarılmıştır. Her ne kadar mahkemece farklı adrese gönderilmesi nedeniyle bu ihtarnamenin İİK.nun 68 maddesindeki belgelerden sayılamayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de, söz konusu ihtarname borçlulara 16/10/2006 tarihinde tebliğ edilmiş olup, süresinde ihtarnameye itiraz edildiğine ilişkin bir iddia da bulunmamaktadır. Bu durumda, alacaklı bankanın, alacağının sebebi olarak gösterdiği sözleşme ve ihtarname İİK.nun 68/b maddesi atfı ile aynı kanunun 68/1 maddesindeki belgelerden kabul edilmelidir aksi kanaatle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.