MAHKEMESİ: Ankara 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 01/10/2009NUMARASI: 2009/632-2009/1276Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı ...... AŞ. takip dayanağı bonoların lehdarı olup, bonoların keşidecisi sıfatıyla muteriz C.Ü. hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yaptığı, adı geçenin vekilinin bonoları şirketi temsilen imzaladığı ve şahsen sorumlu olmadığını ileri sürerek yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuru üzerine mahkemece itirazın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Borçlu vekilinin başvurusu bu hali ile, İİK. nun 168/5.maddesi kapsamında borca itiraz olup, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK. nun 169/a maddesinin 5.fıkrası uyarınca “borca itirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne aykırı olarak mahkemece takibin iptaline karar verilmiş olması doğru değil ise de temyiz edenin sıfatı nazara alınarak bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.Öte yandan İİK.nun 169/a-6.maddesi hükmüne göre; “borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir.” Somut olayda, takibe konu bonoların lehdarı olan takip alacaklısı tarafından keşideci sıfatıyla muteriz borçlu takip edildiğine ve mahkemece borçlu C. Ü.’ın borçtan şahsen sorumlu olmadığı nedeniyle borca itirazı kabul edildiğine göre, takip yapan alacaklının kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece takibe konu asıl alacak üzerinden borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tazminat isteminin reddi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.