Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16089 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 844 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 07/07/2010NUMARASI: 2008/1690-2010/914Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular ile borçlu M.A.mirasçıları ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1-Borçlulardan ,,,,o San.ve Tic.Ltd.Şti.adına açılan borca itiraz davasının reddi üzerine, mahkeme kararı borçlu vekilince temyiz edilmiş, ancak aynı vekil tarafından 12.11.2010 tarihli dilekçe ile temyizden feragat edilmiştir. Dosyada bulunan İstanbul 16.Noterliğince düzenlenmiş 6.11.2008 tarih ve 15351 yevmiye numaralı vekaletnamenin incelenmesinde, aynı vekilin feragat yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından borçlu ,,,, San.ve Tic.Ltd.Şti vekilinin temyiz isteminin reddine,2- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçluve vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE;3-Borçlulardan mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Borçlu ın dosyada bir örneği bulunan nüfus kayıt örneğine göre 19.5.2009 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mirasçıların davaya dahli sağlanmaksızın adı geçen borçlu yönünden "davanın düşürülmesine" şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir.4-Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Alacaklı vekili tarafından 16.10.2008 vade tarihli ve 18.000 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiştir. Borçluların icra mahkemesine başvurusu, bu bononun, alacaklı banka ile yapılan araç kredisi sözleşmesinin teminatı olduğuna yöneliktir.Bono üzerinde sadece "teminat senedi" yazması, o belge ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılmasına engel değildir. HGK.nun 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine 20.6.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı bir belge ile kanıtlanmalıdır.Somut olayda borçlular, itirazları konusunda herhangi bir yazılı belge sunmamıştır. Alacaklı vekili ise bu iddiayı kabul etmemiştir.Bu durumda borçlu taraf, bononun, borca karşılık düzenlendiği iddiasının aksini, takip hukuku yönünden geçerli ve İİK.nun 169/a-1 maddesinde öngörülen nitelikte bir belge ile kanıtlayamadığı gibi, alacaklının da takip dayanağı bononun teminat senedi olduğuna yönelik bir kabul beyanı bulunmadığı halde mahkemece itirazın reddi yerine kabulü isabetsizdir.SONUÇ : Borçlulardanmirasçıları ve alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (3) ve (4) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle adı geçenler yararına İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.