Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16038 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 17705 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: İzmir 4. İcra MahkemesiTARİHİ: 04/12/2006NUMARASI: 2006/975/848Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 121. maddesinde (bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez) hükmüne yer verilmiştir. İİK.83-a maddesi gereğince borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Anılan maddenin amacını açıklayan gerekçesinde de “.....borçlunun, hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz sayılacağı, zira, bir malın ne derece haczedilmez olduğunun, borçlunun ve ailesinin haciz anındaki durumlarına göre saptanabileceği” ifade olunmuştur. Bu nedenle ancak haciz sırasında ve daha sonra özel kanununda haczedilemeyeceği yazılı bu haktan (82/l) feragat edilebilir (Prof Dr. Baki Kuru İcra İflas 1. cilt shf. 834) (HGK. 31.3.2004 tarih ve 2004/12-2002).Somut olayda alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak borçlu E.A. Hakkında kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine geçilmiş ve örnek 10 numaralı ödeme emri adı geçene 14.07.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir. Takibin kesinleşmesinden sonra 13.10.2006 tarihindeki haciz sırasında adı geçenin emekli maaşının 200,00 YTL. lik kısmına haciz konulmasına muvafakat ettiği 17.10.2006 tarihinde de alacaklı vekilinin talebi ile borçlunun SSK’ dan almakta olduğu emekli maaşının 200,00 YTL. lik kısmının haczi için icra Müdürlüğünce ilgili kuruma müzekkere yazdığı görülmektedir.O halde borçlu E.A. ’nun muvaffakatı takibin kesinleşmesinde sonra ve haciz sırasında olduğuna ve yukarıda açıklanan kurala uygun bulunduğuna göre, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.