Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16011 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 30454 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: Adana 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/10/2011NUMARASI: 2011/794-2011/907Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Hükmi şahısların ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Tüzüğün 28. maddesindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi, gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.Somut olayda, borçlu şirket adına çıkarılan ödeme emri tebligatının “H.Sabancı Organize San.Bölgesi S.Demirel Bulvarı No:14 Adana” adresinde Tebligat Kanununun 21. maddesine göre, tebliğ edildiği görülmektedir. Mahkemenin, hükmi şahıslara söz konusu maddeye göre tebligat yapılması halinde Tebligat Tüzüğünün 28.maddesindeki koşulların araştırılmasına gerek olmadığı yönündeki tespiti doğru ise de, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun kabul edilebilmesi, için tebligatın şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresine yapılmış olması gerekir.Dosyada mevcut borçlu şirkete ait imza sirkülerinde, şirketin tescilli adresinin ödeme emrinin gönderildiği adresten farklı olduğu anlaşılmaktadır.O halde, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin araştırılarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.