MAHKEMESİ: Ordu İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 07/11/2012NUMARASI: 2012/199-2012/325Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekilinin icra mahkemesine sunduğu 16.11.2012 tarihli temyizle ilgili süre tutum dilekçesinde ilgili hakimin havalesinin bulunduğu ve temyiz defterine de aynı tarihte 2012/59 sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür. Yargıtay İçtihatı Birleştirme Genel Kurulu'nun 25.1.1985 tarih 1984/5E. 1985/1K. Sayılı kararında da açıklandığı üzere harca tabii olmasına karşın harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçesi hakkında, HUMK.nun 2494 Sayılı Yasa ile değişik 434. maddesinin 3. fıkrası hükmü benzetme yolu ile uygulanır. Bu durumda temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır. Ancak, temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp, temyiz edenden istendiği halde, süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir. Kararı temyiz eden alacaklı vekiline temyiz harcını yatırması için herhangi bir süre verilmeden temyiz harcının 25.12.2012 tarihinde yatırılığı, bu durumda kararın 10 günlük yasal sürede temyiz defterine kayıt tarihi olan 16.11.2012 tarihinde temyiz edildiği görüldüğünden Ordu İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/199-325 sayılı, 23.01.2013 tarihli, "Temyiz talebinin Reddine" ilişkin ek kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verilerek hükmün temyiz incelemesine geçildi.TTK.nun 662. (6102 Sayılı TTK madde 750) maddesinde dava açılmasının zamanaşımını keseceği belirtilmiştir. Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmiş, bu davanın kimin tarafından açılacak bir dava olduğu hususunda açıklık getirilmemiştir. Ancak borçlu tarafından açılacak davada, alacaklı durumundaki davalının, itirazını defi yolu ile ileri sürdüğü takdirde, borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan davanın da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir. Nitekim Yargıtay HGK.nun 20.1.1996 tarih, 1996/12-654 Esas 1996/805 Karar sayılı ve HGK.nun 22.2.1984 tarih, 1981/10-716 E.-1984/141 K. sayılı kararları ile de aynı ilke kabul edilmiştir.Somut olayda; borçlu tarafından, Ordu 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/141 E. sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı ve 25.06.2012 tarihinde reddedildiği görülmektedir. Bu davada; davalı alacaklı tarafından istemin reddi talep edildiğinden açılan bu dava zamanaşımını keser. Menfi tespit davası sonuçlanıp kesinleşinceye kadar alacaklının takip dosyasında işlem yapma zorunluluğu bulunmadığından 3 yıllık zamanaşımı süresi, menfi tespite ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar. Bu durumda icra dosyasında 3 yıllık zamanaşımı dolmadığından mahkemece icranın geri bırakılması isteminin reddi yerine yazılı gerekçelerle kabulü isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.