Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15804 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 29698 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Konya 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 17/11/2011NUMARASI: 2010/1468-2011/1261Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Kambiyo senedine özgü takip nedeniyle borçluların itfa itirazı ile mahkemeye başvurdukları, mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.Somut olayda, borçlu tarafından sunulan belgelerden mahkemece kabul gören 03.03.2009 tarihli 16.870,85 TL 02.02.2009 tarihli 6261,84 TL'lik çek çıkış belgeleri incelendiğinde H. İ. tarafından farklı farklı borçlulara ait çeklerin 01.03.2009 vadeli 01.02.2009 vadeli senetlere istinaden verildiği belge altındaki imzaların alacaklıya ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu belge taraflar arasında açıkça yenileme yapıldığına dair sözleşmeyi ihtiva etmediği gibi, bu belgeye dayanılarak alacaklının eski senetleri iade iradesini ortaya koyduğundan da bahsedilemez. Bu belgelerin tecdit anlamında alacaklıyı bağlamayacağı kuşkusuzdur. Yine 8.000,00 TL ödeme yapıldığına dair sinilen Yapı Kredi Bankasına ait havale dekontundaki 11.02.2009 tarihli 8.000,00 TL'lik ödemenin 01.02.2009 tarihli senede karşılık H. İ.Ecza deposu tarafından İ.K.ve S.D.hesabına havale edildiği anlaşılmaktadır. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağı bonoya açıkça atıf yapılması zorunludur. Somut olayda borçlunun ödeme itirazına dayanak yaptığı 11.02.2009 tarihli belgede sadece 01.02.2009 tarihli senede karşılık verildiği belirtildiği, 01.02.2009 tarihli başkaca senetlerinde olabileceği nazara alındığında takip dayanağı bonoya açık bir atıf bulunmadığı örülmektedir. O halde, borçlu ödeme iddiasını İİK'nun 169/a-l. maddesi uyarınca takip dayanağı onoya açıkça atıfyapan bir belgeyle kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan ödemeleri yapan H. İ.Ecza deposu ile borçlular arasındaki bağla ilgili osyaya yansıyan herhangi bir bilgi ve belge olmadığı nazara alındığında sözkonusu bağın araştırılmadan, H.İ.Ecza deposu tarafından yapılan ödemelerin borçlular tarafından yapılmış kabul edilmesi de doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, istemin reddine karar vermek gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.