Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15745 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 32487 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Konya 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/11/2011NUMARASI: 2011/1173-2011/1309Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından Konya 5. İcra Müdürlüğünün 2005/3745 sayılı takip dosyası ile bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun diğer itiraz ve şikâyetlerinin yanında zamanaşımı iddiası ile icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. Takibin kesinleşmesinden sonra alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasının yasal dayanağı İİK’ nun 71. maddesi olup, bu maddeye göre ise yapılacak zamanaşımı iddiası her hangi bir süreye tabi değildir.Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir, Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta ki bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin ve her türlü kararların gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa'nın 141/3 . maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 Sayılı HMK'nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Öte yandan, bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür. (Hukuk Genel Kurulu'nun 18.10.2006 Tarih ve 2006/11620 esas, 2006/659 karar sayılı kararı)Somut olayda, mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazı hakkında bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle yukarıda belirtilen anayasal ve yasal düzenlemeler uyarınca, borçlunun diğer itirazlarının yanısıra zamanaşımı itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 08.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.