MAHKEMESİ: Malkara İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 12/05/2011NUMARASI: 2010/39-2011/40Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlulardan B. B. hakkında 30.05.2008 - 05.08.2008 - 25.08.2008 - 30.08.2008 - 30.08.2008 - 15.09.2008 - 10.10.2008 - 15.10.2008 vade tarihli bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi yapıldığı ve örnek 10 nolu ödeme emri tebliğ edildiği, diğer borçlu N.ın ise haciz işlemi sırasında borca icra kefili olduğu ve hakkında örnek 4-5 icra emri çıkartıldığı görülmektedir. Borçlular vekili icra mahkemesine başurusunda, borcun icra dosyasına yapılan ödemeler ve PTT havalesi yoluyla yapılan ödemeler nazara alındığında sona erdiğinden bahisle takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Takibin kesinleşmesinden sonra borca ilişkin olarak, borçlu tarafça icra dosyasına ve PTT havale makbuzu ile yapılmış ödemeler bulunduğu görülmektedir. B.K.nun 84/1.maddesine göre; "borçlu, faiz ve masrafları tediyede gecikmiş değilse, kısmen icra eylediği ödemeyi resülmale mahsup edebilir." Bu durumda borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemeler ana paraya mahsup edilemez. Anılan maddenin dikkate alınması takip talebinde ayrıca istenilmesi gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça re'sen uygulanmalıdır. (Hukuk Genel Kurulu'nun 09.10.2002 tarih ve 2002/12-709 esas - 2002/781 karar sayılı kararı) O halde B.K 84.maddesi uyarınca, yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir. Mahkemece bu kurallar göz önünde bulundurularak ve denetime imkan verecek şekilde bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.Diğer yandan borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 71/1.maddesine dayalı olarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiği nedenine dayalı itfa itirazıdır. Bu maddede itirazın kabul veya reddi halinde inkar tazminatına hükmedileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı halde, istemin kabulü nedeniyle alacaklı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru değildir. SONUÇ :Alacaklının itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.