Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15619 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 8 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Beyoğlu 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/05/2010NUMARASI: 2010/456-2010/375Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı yasanın 56.maddesi ile değişik 5510 sayılı yasanın 93.maddesi “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanunun 32.maddesi ile 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik Kanunun 93/1 maddesinde yapılan değişiklik ile bu fıkraya göre haczi gerektiren, gelir aylık ve ödemelerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde icra müdürü tarafından reddedilir." hükmü getirilmiştir. Buna göre muvafakatin geçerli olması için borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması yeterlidir. Bu düzenleme usule değil esasa ilişkin olup İİK. nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayılır ve öncelikle uygulanır.Somut olayda icra kefili İlimdar Doğru, 13.06.2009 tarihinde icra kefili olduğu ve borca muvafakat ettiği, adı geçene örnek 4-5 numaralı icra emrinin 21.12.2009 tarihinde tebliğinden sonra, alacaklı vekilinin talebi ile 04.01.2010 tarihinde borçlunun Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı emekli maaşı üzerine haciz konulmuştur. İcra kefili borçlunun, emekli maaşı üzerine haciz konulmasına dair açık bir muvafakati bulunmamaktadır. Ayrıca İcra Mahkemesi kararlarının, genel mahkemede sonuçlandırılacak ihtilaflar yönünden kesin hüküm teşkil etmeleri mümkün değil ise de, bu kararlardan önce verilen kararın kesinleşmesi koşulu ile sonradan oluşturulacak aynı konudaki kararlar hakkında ve birbirlerine karşı kesin hükmün neticelerini doğuracakları tartışmasızdır. Borçlunun daha önce aynı konudaki şikayeti üzerine, Beyoğlu 1. İcra Mahkemesi'nce 23.02.2010 tarih ve 2010/149-97 sayılı kararın verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, daha önce verilen kararın kesin hüküm oluşturduğu da gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Kabule göre de; borçlunun muvafakatinin olduğu kabul edilse dahi bu muvafakat, icra kefili borçlu yönünden icra takibi kesinleşmeden önce verilmiş olduğundan 5838 Sayılı Kanunun 32.maddesi ile değişik 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik Kanunun 93/1 maddesine de uygun değildir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.