MAHKEMESİ: Üsküdar 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/09/2011NUMARASI: 2010/438-2011/639Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Borçlu şirket, kendisine gönderilen örnek 10 ödeme emrine karşı süresi içinde icra mahkemesine yaptığı şikayetinde; çek tedavüle çıktıktan sonra 20.8.2007 olan keşide tarihinin, 10.12.2008 tarihine dönüştürülerek tahrifat yapıldığını, çekin 16 ay sonra süresi geçirilerek bankaya ibraz edildiğini, bu nedenle takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece şikayet kabul edilerek takibin iptaline karar verilmiş, alacaklı vekilinin temyizi üzerine; Dairemizin 2009/20070 E. 2009/19466 K. sayılı ilamıyla; çekin keşide tarihinin 20.8.2007 iken, bunun üstü çizilerek altına keşide tarihi olarak 10.12.2008 tarihinin atıldığı ve bunun da paraf edildiği görüldüğünden, mahkemece, borçlunun tahrifat şikayeti dikkate alınarak, sonradan yazılan 10.12.2008 keşide tarihine geçerlilik kazandıran paraf imzanın, keşideci borçlu M. T.Mekanik A.Ş. temsilcisine ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş ve yargılama sonunda şikayet reddedilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan 20.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda ve 19.08.2011 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda paraf imzanın keşideci şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirildiği görülmüştür. HUMK.'nun 298. maddesine göre; "Senette mevcut bulunan çıkıntı ve kezalik senedin metninde veya hamişindeki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise, inkar halinde keenlemyekündur." Somut olayda; çekin keşide tarihindeki düzeltmede yer alan paraf imzasının keşideci şirket temsilcisine ait olup olmadığı tespit edilememiştir. Bu durumda, keşide tarihindeki düzeltme geçerli olmayıp keşide tarihi başlangıçta yazılan şekline göre 20.08.2007'dir. Dolayısıyla 15.12.2008 tarihinde yapılan ibraz süresinde değildir. O halde, mahkemece İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.