MAHKEMESİ: İstanbul 9. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/11/2010NUMARASI: 2010/532-2010/1581Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Takip dayanağı ilamda, tüm alacaklılar yönünden toplamda 2.878.755,73 USD asıl alacağa (takip yapan alacaklı için ise 66.839,00 USD asıl alacağa) hükmedildiği, toplamdaki asıl alacağın 289.266,80 USD miktarındaki kısmı için dava tarihi olan 28.11.2007 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun'un 4/a maddesi doğrultusunda, dönemde kamu bankaları tarafından 1 yıl vadeli USD mevduat hesaplarına fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları üzerinden, hakkın doğum tarihindeki faiz oranları 1 yıl müddetle uygulanmak suretiyle basit usulde temerrüt faizi yürütülmesine, geri kalan 2.589.488,93 USD tutarındaki kısmı için temerrüt tarihi olan 20.04.2001 tarihinden itibaren (20.04.2001-20.04.2002 döneminde yıllık %7.25, 20.04.2002-20.04.2003 döneminde yıllık %3.50, 20.04.2003-20.04.2004 döneminde yıllık %3.50, 20.04.2004-20.04.2005 döneminde yıllık % 3.75, 20.04.2005-20.04.2006 döneminde yıllık %3.75, 20.04.2006-20.04.2007 döneminde yıllık %3.00, 20.04.2007-28.11.2007 döneminde yıllık %4, 28.11.2007 dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun'un 4/a maddesi doğrultusunda dönemde kamu bankaları tarafından 1 yıl vadeli USD mevduat hesaplarına fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları üzerinden, hakkın doğum tarihindeki faiz oranları 1 yıl müddetle uygulanmak suretiyle basit usulde temerrüt faizi olmak üzere) faiz yürütülmesine karar verilmiştir. 08.01.2010 tarihinde başlatılan İcra takibinde ise, borçludan 66.839,00 USD asıl alacak, 4.472,72 USD işlemiş faiz ve 18.161,61 USD dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplamda 89.473,33 USD alacağın faiziyle birlikte talep edildiği, takibin kesinleşmesinden sonra İcra Müdürlüğünce 16.02.2010 tarihi itibariyle hesaplanan ( borçlu tarafından 16.2.2010 tarihinde yapılan 142.675,28 TL'lik ödeme de düşüldükten sonra) 4.456,74 TL bakiye dosya borcuna yönelik olarak 13.04.2010 tarihinde düzenlenen muhtıraya, borçluların yapmış olduklan şikayetin, mahkemece bilikişi raporu doğrultusunda kısmen kabulüne, muhtıranın 115.68 TL ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, icra müdürlüğünün bakiye dosya hesabına ilişkin muhtırasına dayanak yaptığı hesaplamasının, yukarıda ilamda belirtilen ilkelere uygunluğunu denetler nitelikte değildir. İlama aykırılık süresiz şikayete tabi olup her zaman ileri sürülebilir. İcra Mahkemesince, takibe dayanak mahkeme ilamına uygun olarak, tespit edilecek oran.nispetinde asıl alacağın, bu oran dahilinde hesaplanacak kısmı için dava tarihi olan 28.11.2007 tarihınden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince, devlet bankalarından o yabancı para için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına fiilen ödedikleri en yüksek faiz oranları tespit edildikten sonra birer yıllık dönemler halinde, asıl alacağın geri kalan kısmı için temerrüt tarihi olan 20.04.2001 tarihinden itibaren yukarıda ilamda belirtilen dönem ve oranlarda dava tarihine kadar, 28.11.2007 dava tarihinden itibaren de yine 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince, devlet bankalarından o yabancı para için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına fiilen ödedikleri en yüksek faiz oranları tespit edildikten sonra birer yıllık dönemler halinde bilirkişiye yeniden hesaplama yaptırılarak alacaklının talep edebileceği işlemiş faiz miktan belirlenmeli, takip tarihinden sonrası için işleyecek faizin nitelik ve oranı da yukarıdaki ilkeler doğrultusunda belirlenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. İlamda belirtilen dava tarihine kadar işlemiş faiz hususunda bir inceleme içermeyen ve hesaplamasında da kamu bankalarının fiili uygulamalarını göstermeyen Merkez Bankası verilerine göre oluşturulan yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.