Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15576 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3080 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/11/2009NUMARASI: 2009/2463-2009/2917Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;TTK.nun 662.maddesinde zamanaşımını kesen sebepler sayılırken dava açılmasının da zamanaşımını keseceği belirtilmiştir. Maddede yalnızca mücerret dava açılmasından söz edilmesine, bu davanın kimin tarafından açılması gerektiğine ilişkin madde metninde bir açıklık bulunmamasına, esasen borçlu tarafından açılan davada alacaklı durumunda bulunan davalının iddiasını def’i yolu ile de ileri sürmesinin mümkün bulunmasına göre, borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da zamanaşımını kestiğinin kabulü gerekir. Nitekim Yargıtay hukuk Genel Kurulunun 22.4.1994 tarih, 1981/10-11-716 Esas, 1994/141 karar ve yine 20.11.1996 gün ve 1996/12-654 Esas, 1996/805 karar sayılı kararlarında da aynı ilke kabul edilmiştir.Somut olayda kambiyo takibine konu olan bononun vade tarihinin 21.2.2006 takip tarihinin ise 4.5.2009 olduğu, borçlu tarafından İstanbul 4. İş Mahkemesine menfi tespit davasının 8.12.2006 tarihinde açılıp 29.1.2009 tarihinde karara çıktığı ve davanın kısmen kabulü ile 20.1.2006 tanzim ve 21.2.2006 vade tarihli 30,000 USD bedelli senetten dolayı davacının 23.693.60 USD ödenmemiş borcu olduğunun tespitine karar verildiği ve bu davada davalının alacaklı olduğu ve bono bedelinin ödenmediğini defi olarak ileri sürdüğünün anlaşılmasına göre, açılan bu menfi tespit davası zamanaşımını keser. Menfi tesbit davası sonuçlanıp kesinleşinceye kadar alacaklının senetle ilgili olarak veya takip dosyasında herhangi bir işlem yapma zorunluluğu bulunmadığından, kesilen 6 aylık zamanaşımı süresi menfi tespite ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Mahkemece alacaklı vekilinin ileri sürdüğü menfi tespit davası hakkında araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus göz ardı edilerek yazılı şekilde eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.