Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15562 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6682 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Bakırköy 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 31/05/2012NUMARASI: 2012/805-2012/770Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 18.12.2012 tarih, 22705/38477 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlanıldığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda; imza itirazı davasında ara kararı ile tedbiren takibin HMK 209/1. maddesine dayalı olarak durudurulmasına karar verildiğini, davanın reddedildiğini, tedbirle ilgili hüküm verilmediğini, senette sahtecilik yapıldığını ve bu konuda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunduğunu ve Asliye Ceza Mahkemesi'ne rsmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan dava açıldığını bildirdiği anlaşılmıştır.6100 Sayılı HMK.nun 209/1. maddesinde; "Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme tabî tutulamaz" düzenlemesi yer almaktadır. Bu maddeyi kapsamı itibari ile ikiye ayırmak gerekir. Bunlardan birincisi senetteki imzanın inkar edilmesi, diğeri ise yazının inkarıdır.Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, imzaya itiraz, İcra ve İflas Kanunu'nun I70.maddesinde açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, aynı takipler yönünden yazının sahteliği iddiası konusunda aynı kanunda özel bir hüküm mevcut değildir. İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir.Buna göre imzaya itiraz İcra ve İflas Kanunu'nda özel olarak düzenlendiğine göre anılan itiraz hakkında bu Kanun'un 170. maddesinin uygulanması zorunlu olduğundan, imzanın inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan 6100 Sayılı HMK. nun 209. maddesinin uygulama yeri yoktur.Ne var ki sahtelik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda İcra ve İflas Kanunu'nda özel bir düzenleme bulunmadığından sorunun çözümü için 6100 Sayılı HMK'nun 209. maddesinin uygulanması gerekecektir.İmzaya itiraz hakkında uygulanması gereken İİK.nun 170/1 .maddesi uyarınca itiraz, satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.Şu hale göre kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine konu edilen senedin imza inkarı nedeni ile sahteliğinin iddia edilmesi halinde İİK.nun 170/1.maddesi uyarınca satış dışında hiçbir takip işlemi durmaz.Ancak sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayanması halinde ise 6100 Sayılı HMK.nun 209/1 .maddesinin amir hükmü gereği icra takibi olduğu yerde durur. Bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü Cumhuriyet Savcılığı ya da mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesi gerekmez. Borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerekir. İcra müdürünün kararının taraflarca İİK.nun 16/2.maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabileceği tabiidir. Öte yandan borçlu tarafından doğrudan icra mahkemesine başvurulmasına da yasal engel olmadığı gibi, hakim, 6100 Sayılı HMK.nun 209/1 .maddesini re'sen nazara almalıdır.Pek tabidir ki, mahkemece sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayandığının belirlenmesi halinde takip hukukunun özelliği ve ivedi karar verilmesi gerekliliğinin bir sonucu olarak, sahtelik davası bekletici mesele yapılmadan, sahtelik davasında karar verilinceye kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekir.O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler doğrultusunda sahtelik iddiası değerlendirilerek, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nın iddianamesinde: belirtildiği üzere:"Polis kriminal incelemesinde senetteki ibarelerin, renkli fotokopi- bilgisayar yazısı yolu ile meydana getirildiği, senedin üst bölümünün makas vb. Alet yardımı ile kesildiği, senedin sonradan büyük ebattaki bir dosya kağıdından faydalanılarak oluşturulduğunun tesbit edildiği" iddiası ile asliye ceza mahkemesine dava açıldığı dikkate alındığında senedin bilgisayar ortamında sahte olarak oluşturulduğu iddiası HMK 209/1. maddesi kapsamında olup, İİK 170. madde kapsamında imzaya itiraz olmadığından mahkemece takibin durdurulması gerekirken devamına şeklinde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bu sebeple bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından, borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde “Türk Milleti Adına” ibaresi ile “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ :Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2012/22705 E - 2012/38477 K. sayılı ve 18.12.2012 tarihli onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.