Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15267 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 33795 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Terme İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 22/10/2010NUMARASI: 2010/55-2010/92Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina"başlıklı 21. Maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesine de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarih sayılır." hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki "adreste bulunmama" diğeri ise "tebellüğden imtina"dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen tebligat tüzüğünün 28.maddesinin 1. fıkrasında; "muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir."hükmü öngörülmüştür.Burada tüzüğün 28.maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir.Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa yada uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak; maddede sayılanlardan örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının yada öldüğünün tespiti halinde ise Tüzüğün 28.maddesinin 2.,3,4.fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.Bu itibarla; Tüzüğün 28.maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişileresorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde bu hususta belirtilerek; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği tevsik edilmeden", Tebligat Kanununun 21.maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır.Tebligat Kanununun 21.maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, 2 numaralı fişin yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır. (HGK.nun 25.01.2006 tarih ve 2005/2-772/17 sayılı kararı)Somut olayda satış ilanı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre tebliğ edilmesine rağmen, tebliğ memurunun tüzükte öngörülen araştırmayı yapmadan muhatabın dağıtım saatlerinde neden bulunmadığı, tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği saptanmadan 2 nolu formül kapısına yapıştırılmış, ayrıca 14.05.2010 tarihinde tebliğ edilen satış ilanında komşu .imzasının da alınmadığı anlaşılmıştır. Muhatabın adreste bulunmama sebebi araştırılmadığından, komşunun imzası alınmadığından veya imzadan imtina ettiği tevsik edilmediğinden tebligatın bu haliyle usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre, satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Bu nedenle mahkemece istemin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu gerekçesiyle istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.