Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15247 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 34052 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Kayseri 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 21/10/2010NUMARASI: 2009/830-2010/948Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı banka tarafında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmış ve borçluya örnek 6 nolu icra emri tebliğ edilmiştir.İİK.nun 150/ı maddesinde aynen “borçlu cari hesap ve kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesi ve kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kullanılmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeni ile tazmin talebinin noter marifeti ile, krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar. ...Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması Türk Medeni Kanununun 887 nci maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer.” hükmünü içermektedir.Şikayetçi ipotekli taşınmazın maliki üçüncü kişi olup takip edilebilmesi için adı geçene İİK.nun 150/ı maddesi gereğince hesap özetinin tebliğine gerek bulunmamaktadır. Ancak M.K.'nun 887. maddesi hükmüne göre ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır. Bir başka deyişle ipotek veren 3. kişi yönünden borç muaccel hale getirilmediği takdirde, onun hakkında takip başlatılamaz.Somut olayda, şikayetçi taşınmazı ipotekle yükümlü olarak 28.08.2007 tarihinde satın almış olup adı geçene yukarıda yazılı yasa hükmüne uygun olarak bir ihtarnamenin gönderilmediği görülmüştür. Bu durumda şikayetçi yönünden takip şartı oluşmadan başlatılan takip yasaya uygun olmadığından mahkemece şikayetin kabulü gerekirken, takip tarihinden sonra ipotekle birlikte satın aldığından bahisle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.