MAHKEMESİ: İzmir 6. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 19/07/2011NUMARASI: 2011/421-2011/651Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değilse de,Alacaklı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliğ üzerine yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda borcu ödediğini bildirerek borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.İİK.'nun 169/a-1 maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı taktirde mahkemece itiraz kabul edilir. Öte yandan, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur. İİK.'nun konuyla ilgili 71/2. maddesinde; "borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerin itfa edildiğini, yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belgeyle ispat ederse, takibin iptal veya talikine karar verilmesini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" düzenlemesine yer verilmiştir.Somut olaya bakıldığında, borçlu takpiten önce ödemeye dair 11.04.2011 tarihli temlikname ile Garanti Bankasının 10.02.2011 tarihli banka dekontunu sunduğu, belgelerin incelenmesinde, takibe konu bonolara herhangi bir atıfta bulunulmadığı gibi temliknameyi düzenleyen kişilerin takip alacaklısı ve borçlusu olmadığı anlaşıldığından, takipten önce borçlunun ödediğini kanıtlayamadığı; ancak davadan sonra borçlunun 23.05. 2011 tarihli takibe konu bonoların iptal edilerek yerine yeni bonoların verildiğine dair belge sunulduğu, belgede borçlu şirket kaşesi ve imzasının olduğu yine alacaklı şirket yetkilisince imzalandığı, takip dosyası içinde de 07.07.2011 tarihli alacaklı ve borçluya ait şirket kaşe ve imzalarının yer aldığı alacaklının borçluyu satım akti ve karşılığı verilen tüm bonolar bakımından ibra ettiğine dair belgenin yer aldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar borçlu takipten önceki aşamada borcun ödendiği iddiası ile borca itiraz ederek, mahkemeye gelmiş olsa da takip kesinleştikten sonraki aşamada borcun ve fer'ilerinin itfa edildiği her zaman ileri sürülebileceğinden; tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre sulh olabilecekleri ve usul ekonomisi de nazara alındığında mahkemece borçlu tarafından sunulan 23.05.2011 tarihli belge ve takip dosyası içinde yeralan 07.07.2011 tarihli ibra belgesine karşı alacaklı tarafın beyanı da alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.