MAHKEMESİ : Ankara 13. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/12/2013NUMARASI : 2013/1210-2013/1245Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 05.03.2014 tarih, 3448/6315 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Şikayet eden borçlu Belediye, Halk Bankası Zile şubesindeki belediye hesabına haciz konulduğu, bu hesaptaki paraların İller Bankası Belediye payı olması nedeni ile haczinin mümkün olmadığını ileri sürerek söz konusu hesaptaki haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda haciz tarihi itibariyle hesapta haczedilen tutarın İller Bankası payı olduğu gerekçesiyle konulan haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.Haczedilmezlik şikayetine konu, banka hesabı olduğunda hesaptaki paraların niteliği belirlenmelidir. Tamamının haczi kabil olmayan paralardan oluşması halinde haczinin kabil olmayacağı tartışmasızdır. Ancak hesapta haczi kabil paraların da bulunması, bir diğer ifade ile haczi mümkün olmayan paralarla haczi kabil paraların aynı hesaba yatırılarak karıştırılması durumunda, havuz hesabı söz konusu olacaktır. Hesabın sürekli işlem görüyor olması ve sürekli yatan ve çekilen paraların bulunması karşısında kalan bakiyenin vergi, resim ve harç gelirinden mi yoksa haczi kabil paralardan mı oluştuğunun belirlenmesine imkan yoktur. Bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin iddiasını ispat imkanını kendisinin kaldırdığı sonucuna varılmalıdır. Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı tartışmasızdır. Böyle bir davranış AİHM’nin AİHS’nin 6 § 1. ve Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddelerinin ihlali sonucu doğuracağı gibi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde de bulunmakla, hukukça korunamayacağı muhakkaktır. Öte yandan borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir.Somut olayda, üzerine haciz konulan hesap ile ilgili banka tarafından gönderilen hesap ekstresine dayanılarak yapılan bilirkişi incelemesinde, hesaba düzenli olarak İller Bankasından aylık ödemelerin yattığı ,hacizli bakiyenin İller Bankası payından oluştuğu ,hesaba yatırılan paraların İller Bankası payları olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi incelemesine esas alınan hesap ekstresinde hesaba giren başka tahsilatların da olduğu görülmektedir. Mahkemece yapılacak iş, söz konusu hesaba İller Bankası payı haricinde giren tahsilatların kaynağı araştırılarak ve hacze kabil olup olmadığına göre havuz hesabı oluşturup oluşturmadığını denetlemek , şayet paranın kaynağı haczedilebilir nitelikte ise şikayetin reddine, değil ise kabulüne karar vermektir.O halde mahkemece, yukarıda izah edilen şekilde araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından alacaklının karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 05.03.2014 tarih ve 2014/3448 - 6315 sayılı onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.