Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15119 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 29590 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Ankara 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/10/2011NUMARASI: 2011/372-2011/813Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :İİK’nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan yere ilişkin olarak alınan ve karara mesnet yapılan bilirkişi raporunda, mahcuzun değerinin 90.000 TL olarak belirtildiği ve haline uygun olup, oturabileceği bir evi ancak aynı bedele alabileceği belirtilmiştir. Rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece yapılacak iş, öncelikle borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları getirtildikten sonra, zabıta araştırması yapılarak bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, geçimlerini nasıl temin ettikleri, sosyal ve ekonomik durumları tespit edilip, bilirkişilerden ek rapor alınarak, borçlunun bulunduğu yerden daha başka yerlerde ve daha mütevazi koşullara sahip haline uygun evi alabileceği değer belirlenmelidir.Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.