Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15062 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 29408 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Bursa 6. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/09/2011NUMARASI: 2011/139-2011/665Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından borçlu aleyhine Orhaneli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1-51 sayılı ilamına dayalı olarak 9.300,00 TL. birikmiş nafaka ve takipten sonra her ay 75,00 TL. iştirak nafakası talep edilmiş, borçlu icra mahkemesine başvurusunda; nafaka borcunun 3.200 TL'sini Keles İcra Müdürlüğü'ne yatırdığını, geriye kalan miktarı da taksitler halinde ödeyeceğini bildirerek borca kısmi itiraz etmiştir. Mahkemece; dosyanın kapak hesabı yönünden inceleme yapılması için 05.04.2011 tarihli ara kararı ile bilirkişiye gönderilmesine karar verilmiş, 04.07.2011 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Bu rapora göre de; Orhaneli İcra Müdürlüğü'nün 2001/249 sayılı takip dosyasındaki ilamla Bursa 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/1224 sayılı takip dosyasındaki ilamın farklı olduğu, mükerrer tahsilatın bulunmadığı tespit edilmiş, ancak kapak hesabı yönünden bir inceleme yap??lmadan mahkemece borçlunun itirazı reddedilmiştir. 1086 Sayılı HUMK'nun 279. maddesi ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nın "Bilirkişinin görev alanının belirlenmesi" başlıklı 273. maddesine göre; Mahkeme tarafların da görüşünü almak suretiyle bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında aşağıda belirtilen hususlara yer vermek zorundadır: a) İnceleme konusunun bütün sınırlarıyla ve açıkça belirlenmesi.b) Bilirkişinin cevaplaması gereken sorular.c) Raporun verilme süresi.Somut olayda; mahkeme tarafından dosya bilirkişiye tevdi edilirken bilirkişinin görev alanı bütün sınırlarıyla ve açıkça belirlenmediğinden, sadece dayanak ilamların farklı olduğu belirtilerek rapor dosyaya sunulmuştur. Oysa dosyanın bilirkişiye gönderilme nedeni, kapak hesabının yapılması, talep edilen miktarın ilama uygun olup olmadığının incelenmesidir. Ancak bilirkişi, görevinin ne olduğunu tam olarak bilemediği veya kavrayamadığı için mahkemeye hiç yardımcı olamamakta, sadece HMK'nın 266. maddesi gereğince Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan bir konuda görüş bildirerek rapor sunmaktadırO halde mahkemece yukarıdaki anlatılan ilkeler dikkate alınarak, raporun sağlıklı ve eksiksiz olmasının temini ile muhtemel itirazların daha işin başında bertaraf edilmesi ve dolayısıyla usul ekonomisine uygunluğunun sağlanması açısından, inceleme konusu ile bilirkişiye yöneltilecek sorular açık ve net bir şekilde tayin edilerek dosyanın yeniden aynı bilirkişiye tevdii ile dosya hesabının yapılarak ek rapor aldırılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.