Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14794 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 33364 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Ankara 9. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 22/10/2010NUMARASI: 2010/1093-2010/1068Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin, maaşının tamamının haczine muvafakat etmediği halde tamamının haczedildiği belirtilerek ¼’ü dışında kalan kısım üzerindeki haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK.nun 83/a maddesi gereğince borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilemeyeceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Zira, haciz anında haczine muvafakat ettiği gelirinden yoksun kalmanın kendisine ne gibi sakıncalar getireceği normal bir insanın yaşamını bu gelir olmaksızın sürdürüp sürdüremeyeceği tahmini olarak değil, ancak, yaşadıktan sonra anlaşılabilir nitelikte olduğundan bu muvafakat İİK.nun 83/a maddesi uyarınca geçersizdir.Anılan maddenin amacını açıklayan gerekçesinde de “ borçlunun, hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz sayılacağı, zira bu malın ne derece haczedilemez olduğunun borçlunun ve ailesinin haciz anındaki durumlarına göre saptanabileceği ifade olunmuştur. Bu durumda, haciz sırasında ya da haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebilir.(Huk.Gen.Krl.31.3.2004 tarih 2004/12-202 E.196 K, 31.3.2004 tarih 2004/12-167 E. 185.K.)Somut olayda, takibin kesinleşmesi üzerine 04/05/2010 tarihinde evde yapılan haciz sırasında borçlunun, maaşının haczine muvafakat ettiği, alacaklı vekilinin talebi ile 05/05/2010 tarihinde maaşının tamamının haczine karar verildiği görülmektedir.Muvafakat anında, ortada bir maaş haczi söz konusu olmadığından, borçlu maaşının haczedilemez olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı gibi yukarıda belirtildiği üzere yaşamını bu gelir olmaksızın sürdürüp sürdüremeyeceğini o anda bilebilecek durumda değildir. Dolayısıyla, maaş haczinden önce yapılan söz konusu muvafakat geçerli kabul edilemeyecektir.O halde, mahkemece, 4857 Sayılı Kanunun 35. maddesine göre, işçinin almakta olduğu maaşının ancak ¼’ü haczedilebileceğinden, öncelikle şikayetçi borçlunun işçistatüsünde çalışıp çalışmadığı araştırılarak, işçi olması halinde maaşının ¼’ünden fazlası haczedilemeyeceğinden şikayetin kabulüne, işçi olmaması halinde ise, İİK.nun 83.maddesi kapsamında araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/07/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.