Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14781 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11822 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bakırköy 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/03/2014NUMARASI : 2013/1147-2014/236Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından borçlu aleyhine mahkeme ara kararı ile hükmedilen nafaka alacağının tahsili için genel haciz yolu ile takip başlatıldığı, borçlu vekilinin, takip dayanağı ara kararının verildiği mahkeme dosyası ile birleştirilmesine karar verilen dosyada M.. A..’ın vekili oldukları, bu nedenle bizzat borçluya ödeme emri gönderilmesinin usulsüz olduğu iddiasıyla ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçlu asile tebligat yapılmasında alacaklının hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Takip dayanağı olarak gösterilen Bakırköy 5. Aile Mahkemesi’ nin nafakaya hükmedilmesine ilişkin 22/01/2013 tarihli tensip tutanağında M.. A..’ın vekili yoksa da, sonradan Bakırköy 1. Aile Mahkemesi’ ne M.. A.. vekili tarafından açılan 2013/ 646 E. sayılı dava dosyasının 03/10/2013 tarihli karar ile diğer dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, birleştirmeye ilişkin kararın 30/10/2013 tarihinde karşı tarafa tebliğ edildiği, şikayet konusu takibin ise 28/11/2013 tarihinde açıldığı, dolayısıyla takip tarihi itibariyle alacaklının borçlunun vekili olduğundan haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu' nun 11. ve Tebligat Yönetmeliğinin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Her ne kadar nafaka alacağının tahsili için başlatılan takiplerde, borçlunun İİK.nun 344. maddesi kapsamında cezalandırılmasına karar verilebilmesi için borçlu vekiline yapılan ödeme emri tebliği yeterli olmayıp, borçlu asile tebligat yapılması zorunlu ise de, takibin yürütülmesi açısından ödeme emrinin TK'nun 11. ve Tebligat Yönetmeliğinin 18. maddeleri gereğince tebligatın borçlu vekiline yapılması zorunludur. Asile yapılan tebligat takip hukukunda yok hükmündedir.O halde mahkemece ödeme emri tebligatının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.