Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1459 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 9652 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından 1 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, muteriz-borçlu yasal süresi içinde icra mahkemesine başvurusunda; sair itirazları yanında ... İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu ileri sürerek takibi yapan ... İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş, mahkemece, diğer takip borçlusu ... Limited Şirketi'nin adresinin ... olması sebebiyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi, "Genel yetkili mahkeme, dava açıldığı tarihte davalı gerçek ve tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir" hükmünü, 7. maddesi ise; "Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir" hükmünü içermektedir.Anılan hükümler çerçevesinde birden fazla borçlu varsa bunlardan birinin ikametgahında takip başlatılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir.Somut olayda; muteriz borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği 25.11.2015 tarihinde, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçlusu ... Limited Şirketi’ne henüz ödeme emri tebliğ edilmemiş olup, tebliğ yapılamayan borçlu yönünden takip ve dolayısıyla ... İcra Daireleri'nin yetkisi, itiraz tarihi olan 30.11.2015 tarihi itibariyle henüz kesinleşmemiştir. İtiraz eden borçluya ise, tebligat ...’da yapılmış olup, çekin keşide yerinin ... ve muhatap bankanın da ...bank A.Ş. ... Şubesi olduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece yetkiye itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, takipte birden fazla borçlu olduğu diğer borçlu şirketin adresinin ... olduğu gerekçesi ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.