Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14522 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 33264 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Ürgüp İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 06/07/2010NUMARASI: 2009/16-2010/29Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Zira, evini kendi iradesi ile ipotek eden borçlunun artık ona ihtiyacı olmadığı kabul edilmelidir.Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar.Somut olayda, taşınmaz kaydına 18.01.2008 tarihinde haciz uygulanmış olduğu ve bu tarihte taşınmaz üzerinde Ziraat Bankası lehine 15.06.2000 tarihli ve 30.03.2006 tarihli iki ayrı ipoteğin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan İ.İ.K.’nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince , borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 15.03.2010 tarihli bilirkişi raporunda “ bu tip meskenlerin ilçe merkezi hariç, diğer mahallelerde bedelinin 80.000,00 TL” olduğu, alacaklı vekilinin itirazı üzerine düzenlen 17.06.2010 Tarihli ek raporda ise ilçe içerisinde farklı mahallelerde davacının haline münasip evin 70.000,00 TL.- 80.000,00 TL. civarında olduğu” nun bildirildiği görülmektedir.O halde mahkemece; Ziraat Bankası lehine verilen ipoteklerin tapudan mahiyeti belirlenip zorunlu ipotek olup olmadığı tespit edilmeli, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, borçlunun Ürgüp‘ün daha mütevazi bir semtinde haline münasip evi alabileceği değer bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle yukarıdaki kurallara göre belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04/07/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.