MAHKEMESİ: İstanbul 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/11/2009NUMARASI: 2007/2211-2009/2354Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapılmıştır. Borçlu 22.10.2007 tarihinde icra mahkemesine gelerek 90 yaşında olduğunu, 5-6 yıldır hem fiziken rahatsız olduğunu, hem de akıl zayıflığı sebebiyle ayırt etme gücünden yoksun olduğunu, takip dayanağı senetlerdeki imzaların kendisine ait olmadığını, borca da itiraz ettiğini, bu nedenlerle takibin iptali ile alacaklı aleyhine %40'dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İcra mahkemesine yapılan bu itirazdan önce, borçlunun vesayet altına alınmasının temini bakımından, kızı olduğu anlaşılan (davacı) S.C.Y. tarafından 10.08.2007 tarihinde Beyoğlu 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nde vesayet davası açıldığı görülmektedir. Bu dava sırasında T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. M.O. Ruh Ve Sinir Hastalıkları E.A. Hastanesi Başhekimliği'nden alınan 27.8.2007 tarihli sağlık kurulu raporunda, vesayet altına alınmak istenen O.M.'nun (borçlunun) yaşlılığa bağlı düşkünlük, yürüme bozukluğu, telkine yatkınlık, demans (bunama) saptandığı, ayırt etme gücünün olmadığı, yasal haklarının korunması için kendisine bir vasi tayin edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Beyoğlu 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 26.10.2007 tarih ve 2007/686 Esas-2007/928 Karar sayılı kararı ile de, adı geçen şahsın kısıtlanmasına ve kendisine vasi tayinine karar verilmiştir. İcra mahkemesince de, 21.05.2009 tarihli celsede, icra dosyasındaki senetlerin tanzim tarihi olan 30.09.2005 tarihinde davacının (borçlunun) hukuki haklarını kullanabilecek durumda olup olmadığının, tüm dosya kapsamı nazara alınarak raporla tesbiti için Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na müzekkere yazılmasına karar verilmiş ve bu ara karar gereğince müzekkere yazılmışsa da, Adli Tıp Kurumu'nca 30.09.2009 tarihli yazıları ile sorulan hususta mütalaa düzenlenebilmesi için, ilgilinin muayene edilmesi gerektiğinden tüm tıbbi evraklarla birlikte gönderilmesi istenmiştir. İcra mahkemesince 11.11.2009 tarihli celsede toplanan delillere ve dosya durumuna göre 21.05.2009 tarihli ara kararından vazgeçilerek, borçlunun itirazlarının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. TTK'nun 582.maddesine göre; "akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe, çek ve bono ile borçlanmaya ehil olduğundan, ancak medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan kişiler kambiyo senedi nedeniyle borç altına girebilirler. Şu hale göre, medeni hakları kullanma ehliyetinden kısmen veya tamamen mahrum bulunan kişiler kambiyo senedi nedeniyle sorumlu tutulamazlar. Somut olayda borçlunun senetlerde ciranta sıfatı bulunduğuna göre senedin düzenleme tarihi itibariyle hukuki ehliyete sahip olması gerekir. Aksi takdirde düzenlenen senet nedeniyle sorumluluğundan bahsedilemez.O halde mahkemece yapılacak iş, borçlunun, senetlerin tanzim tarihi olan 30.09.2005 tarihi itibariyle medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olup olmadığının, bir sağlık kurulundan alınacak raporla tespiti ile sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.