Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14487 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2662 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Ankara 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 03/12/2009NUMARASI: 2009/1046-2009/1240Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Dava dışı borçlulardan Z.S. ile ING Bank A.Ş. arasında 08.08.2007 tarihli kredi sözleşmesi düzenlenmiş ve o tarihte tapuda Z.S. adına kayıtlı olan Çankaya ilçesi Karapınar Mah. 27988 Ada, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine de ipotek tesis edilmiştir. Bahsi geçen bu taşınmazın 02.12.2008 tarihinde şikayetçi A.Z.'e satıldığı, alacaklı banka tarafından 02.04.2009 tarihinde borçlu Z.'ya Altındağ 4.Noterliği'nce tanzim edilmiş 02.04.2009 tarih ve 09869 yevmiye nolu ihtarnamenin (ekinde hesap özeti olduğu bildirilerek) tebliğe çıkartıldığı, 22.04.2009 tarihli ve alacağın ve ipotek hakkının temliki sözleşmesi başlıklı belge ile ING Bank A.Ş'nin borçlu Z.S. ile imzaladığı 08.08.2007 tarihli kredi sözleşmesi nedeniyle doğmuş alacağının temellük eden N. Ö. tarafından ödenmesi nedeniyle, Çankaya ilçesi, Karapınar Mah. 27988 Ada, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde tesis edilmiş 08.08.2007 tarih, 16220 yevmiye nolu 1.derecede 50.000 TL ipotek bulunan gayrimenkul üzerindeki 50.000 TL'lik alacak ve banka alacağının teminatı olan ipotek hakkının temellük edene devredildiği, temellük eden N.Ö. tarafından da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı anlaşılmaktadır.M.K.'nun 887. maddesi hükmüne göre, ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır. Bir başka deyişle ipotek veren 3. kişi yönünden borç muaccel hale getirilmediği taktirde, onun hakkında takip başlatılamaz. Somut olayda, borçlulardan A.Z., taşınmazı ipotek verenden ipotekle yükümlü olarak satın alan 3. kişidir. Yukarıda yazılı madde hükmüne göre anılan kişiye ihbar yapılma zorunluluğunun bulunmasına göre, böyle bir işlem gerçekleştirilmeden takip yapılması mümkün değildir. İhbar yapılmadıkça, 3. kişi yönünden borç muaccel olmadığı cihetle, mahkemece şikayet eden yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.