MAHKEMESİ: Reyhanlı İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/02/2010NUMARASI: 2009/118-2010/12Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 30.11.2010 tarih, 15162-28248 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair karar düzeltme istemleri yerinde değil ise de;İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla borçlular hakkında yapılan takipte, taşınmazın ihalesinden sonra ipotek veren (taşınmaz maliki) icra mahkemesine başvurusunda, diğer fesih sebepleri yanında hakkındaki tebligatların usulüne uygun olarak yapılmadığından bahisle de ihalenin feshini talep etmiştir.İhale konusu taşınmazın ilk kıymet taktiri 29.03.2006 tarihinde yapılmış ve düzenlenen rapor şikayetçiye, K,,,ş M,,ad. No:R,,,ı adresinde “aynı çatı altında oturduğunu/çalıştığını beyan eden imzasına tebliğ edildi” şerhiyle 17.12.2007 tarihinde yapılmış, 18.7.2008 tarihinde yeniden yapılan kıymet taktirinden sonra düzenlenen rapor ise aynı adrese gönderilmiş ancak şikayetçinin adresten ayrıldığından bahisle 15.04.2009 tarihinde bila tebliğ iade edilmiş, bunun üzerine 28.05.2009 tarihinde kıymet taktir raporu aynı adrese T.K'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Ayrıca kıymet taktir raporu vekili olduğundan bahisle 'e de 08.09.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Satış ilanı ise şikayetçiye 14.10.2009 tarihinde vekili olduğundan bahisle . e tebliğ edilmiş ancak 04.11.2009 tarihinde tarafından icra dosyasına bir dilekçe ibraz edilmiş, kendisinin icra dosya borçluları ve ipotek veren hakkında başka dava ve işler için vekaletinin bulunduğunu ancak bu icra dosyası için bir vekaletinin bulunmadığını, bir anlaşmasının olmadığını, bu nedenle kıymet taktiri ve satış ilanı tebliğlerini kabul etmediğini, tebligatları iade ettiğini beyan etmesi üzerine, 09.11.2009 tarihinde alacaklı vekilinin talebi üzerine şikayet eden hakkında yukarıda belirtilen aynı adrese 03.12.2009 tarihinde T.K 35. maddeye göre tebligat yapıldığı görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35/1. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için muhataba daha önce aynı adreste usulüne uygun olarak tebligat yapılması zorunludur. Adı geçenin bu adresini değiştirmesi halinde, yeni adresini tebligatı çıkaran mercie bildirmemesi ve ikinci tebligatın gerçekleşmeden geri çevrilmesi halinde anılan maddenin uygulanması mümkündür. Somut olayda şikayetçi yönünden ilk kıymet taktir raporu işyeri adresinde “aynı çatı altında oturduğunu/çalıştığını beyan eden Mehmet Yumuşak imzasına tebliğ edildi” şerhiyle yapılmıştır. Şikayetçi tebligat yapılan bu adresin kendisine ait olmadığını iddia etmmahkemece bu hususta bir araştırma yapılmamıştır. Ancak tebligat yapılan bu adresin şikayetçiye ait olduğu kabul edilse dahi işyeri adresinde muhatab aranmadan doğrudan çalışanına/işçisine yapılan bu tebligat Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi ve Tebligat Tüzüğü'nün 23.maddesine göre usulsüz olduğu gibi tebligatın diğer borçlu şirket adresinde yapılmış olması Tebligat Kanunu'nun 39.maddesine göre de usulsüz olduğunu gösterir.İcra müdürlüğünce, sonraki (satışa esas) kıymet taktiri raporu ile satış ilanı tebligatı aynı adrese çıkarılmış, bila tebliğ dönünce de T.K.nun 35. maddesine göre yapılmıştır. Şikayetçiye bu adreste yukarıda belirtildiği üzere daha önceden usulüne uygun bir tebligat yapılmadığından 7201 sayılı kanununun 35. maddesine göre kıymet taktiri raporu ve satış ilanı tebliğ edilmesi doğru değildir.Diğer yandan şikayetçinin vekili olduğundan bahisle kendisine kıymet taktir raporu ve satış ilanı tebliğ edilen şikayetçi adına kıymet taktir raporuna itirazı bulunmadığı gibi, şikayetçi adına icra dosyasına sunulmuş bir vekaletnamesinin de olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayıyla şikayetçi adına vekile yapılan tebligatlar da geçersizdir.Bu durumda şikayetçi hakkında usulüne uygun olarak yapılmış kıymet taktiri ve satış ilanı tebliği bulunmadığından ve bu durumun başlı başına ihalenin feshini gerektirdiğinden şikayetin reddine yönelik kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.SONUÇ : Şikayetçinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 30.11.2010 tarih ve 2010/15162 esas, 2010/28248 karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.