Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14399 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11603 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 7. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/02/2014NUMARASI : 2014/50-2014/146 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, borçlu aleyhinde genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takibe karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; borçlu adına çıkarılan örnek 7 nolu ödeme emrinin tebliğinde tebliğ esaslarına uyulup uyulmadığının tespit edilmesini talep ettiği, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme ile, borçlunun şikayet dilekçesinde tebligat usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayet bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde "Hukuki dinlenilme hakkı" düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Bununla birlikte, her ne kadar İİK.nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de; anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkeme takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanmalıdır. Somut olayda da, borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 16. maddesi uyarınca ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet olup yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ve şikayetin niteliği itibariyle mahkemece yapılması gereken iş; duruşma açarak tarafların delillerini toplamak ve oluşacak sonuca göre şikayet hakkında bir karar vermektir. O halde mahkemece; şikayetin niteliği itibariyle, duruşma açılarak tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra şikayet hakkında karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinden ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.