MAHKEMESİ : Edirne İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/11/2013NUMARASI : 2012/286-2013/478Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Borçlular T.. Ç.., A.. Ç.. ve icra kefili A.. Ç..'in temyiz itirazlarının incelenmesinde; Genel haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlulardan T.. Ç.. ve A.. Ç..'in, takip ehliyetlerinin olmaması nedeniyle takibin kendileri yönünden iptali istemi ve sair şikayetler ile icra mahkemesine başvurdukları görülmektedir. Hukuk davalarında olduğu gibi, icra takibinin taraflarının da taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Dava ve takip ehliyeti, kişinin bizzat veya temsilcisi aracılığıyla bir davada veya takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir. Ayırdetme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar bazı istisnai (kişiye sıkı surette bağlı haklarını kullanmada; TMK.nun 453, 462/7, 359, 455.maddelerindeki) hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında ayırdetme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların dava ve takip ehliyetleri yoktur. Bu nedenle taraf ehliyeti olmayanlar tarafından başlatılmış veya taraf ehliyeti olmayanlara karşı başlamış veya devam edilmiş icra takipleri ve takip işlemleri geçersizdir. Anılan kişilerin, istisnai haller dışındaki dava ve takiplerde kanuni temsilcileri tarafından temsil olunmaları zorunludur.Somut olayda, hakkında takip yapılan T.. Ç.. ve A.. Ç..'in, takip tarihi itibariyle 18 yaşından küçük oldukları ve fiil ehliyetlerinin (takip ehliyetlerinin) bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu husus yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. İcra müdürü ve icra mahkemesi bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden (re'sen) gözetmelidir. Bu durumda T.. Ç.. ve A.. Ç.. yönünden takibin iptali gerektiği gibi, ortada geçerli bir takip bulunmaması nedeniyle icra kefilliğinin ve dolayısıyla icra kefili A.. Ç.. hakkındaki takibin de iptali gerekir.O halde mahkemece borçlular ve icra kefili yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesissi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlular T.. Ç.. ve A.. Ç.. ile icra kefili A.. Ç..'in temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.