Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14365 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4956 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Eskişehir 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/12/2012NUMARASI: 2012/705-2012/674Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :İcra kefaletinin şekli hakkında İİK' nun da özel bir hüküm bulunmadığından, 6098 sayılı BK. nun 581 ve takip eden maddeleri hükümleri gözetildiğinde, yazılı şekilde olması, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi ve kefalet taahhüdünün altında kefilin imzasının bulunması yeterlidir.İİK’nun 38.maddesi gereğince icra dairesindeki, kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Üçüncü kişilerin icra dairesi önünde takip borçlusunun borcuna kısmen veya tamamen kefil olması, diğer bir ifade ile borçlunun borcun ödenmesini kısmen veya tamamen üstlenmesi halinde icra kefaleti doğar. Kefaletin geçerli olabilmesi için, kefilin beyanının icra tutanağına geçirilmesi ve tutanağın altının imzalanması gerekir (İİK.m.8). Ayrıca kefilin kefil olduğu miktarın belirli olması (borcun tamamı veya kefalet kısmi ise kısmen kefil olunan miktar) ve kefaletin herhangi bir koşula bağlı olmaması gerekir. Maddede de açıkça belirtildiği gibi buradaki kefalet müteselsil kefalettir.Somut olayda, borçlu şirket hakkındaki takip kesinleştikten sonra, 12/11/2012 tarihli haciz sırasında, ........... icra kefili olarak borcu ödeyeceğini beyan ettiği, kefil olunan borç miktarının tutanakta belirtildiği, kefaletin herhangi bir şarta bağlı tutulmadığı, tutanak altında kefilin imzasının alındığı görülmüştür. Mahkemece şikayetin reddi gerekirken, kabulü ile icra kefillik işleminin usulsüz olduğunun tespitine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.