Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14309 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8312 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Bursa 8. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/12/2012NUMARASI: 2012/390-2012/639Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlu vekili, satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği, gazete ilanının Türkiye çapında daha fazla satan bir gazetede yapılması gerektiği ile diğer itirazlarını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, Mahkemece istemin reddine hükmedilmiştir.Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2009/13886 Esas sayılı satış dosyasında, 05.12.2011 tarihli iki ayrı satış kararı düzenlendiği, bu kararlardan birinde açık arttırma ilanının Türkiye genelinde 3 büyük günlük gazetelerin birinde, diğerinde ise tirajı yüksek gazetelerden birinde yayınlanacağı belirtilmiştir. İİK. 126/son maddesi göndermesi ile aynı kanunun 114/2 maddesi gereğince ilanın şekli artırmanın tarzı yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra müdürlüğünce tarafların menfaatlerine en uygun gelen biçimde tayin edileceği düzenlenmiştir. Satışa konu dosyada iki ayrı satış kararı mevcutsada her iki satış kararındaki koşulların yerine getirilmesi gerekir. Bu bağlamda, İcra Müdürlüğü’nce Türkiye genelinde 3 büyük günlük gazetelerin birinde satış ilanının yayınlanmasına karar verildiği halde bu kararın gereği yerine getirilmeden, Şok isimli gazetedeki ilana dayalı olarak satışın yapılması doğru değildir. İhale tutanaklarının incelenmesinde ihaleye alacaklı vekilinden başka katılanında olmadığı görülmekte olup, bu eksikliğin borçlunun zararına olduğu muhakkaktır. Buna göre zarar unsurunun da varlığı gözönüne alınarak mahkemece bu eksiklik nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekir.Bununla birlikte, yukarıda adı geçen satış dosyasında, satış ilanının, şikayetçi borçlunun adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapıldığı anlaşılmıştır. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre; "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Adresini değiştiren kimseyenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır. Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır" hükmü düzenlenmiştir.Somut olayda, şikayetçi borçlu hakkında Bursa 1.İcra Müdürlüğü'nün 2009/13886 Esas sayılı icra dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte icra emrinin şikayetçi borçluya "Organize Sanayi Bölgesi 4. Cadde İnegöl/BURSA" adresinde tebliğ edildiği, satış ilanının ise aynı adreste Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapıldığı görülmektedir. Daha önce şikayetçi borçluya bila tebliğ dönmüş bir tebligat olmadan doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ yapılması doğru değildir. Dairemizin süregelen içtihatlarına göre satış ilanı tebliğindeki usulsüzlüğün başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu gözönüne alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.O halde, yukarıda belirtilen nedenlerle, ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan 6352 sayılı kanun ile değişiklikten önceki haliyle İİK.nun 150/e maddesi; "Alacaklı, taşınır rehninin satışını, ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren nihayet bir sene içinde, taşınmaz rehninin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde isteyebilir.Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmezse takip düşer.” şeklinde düzenlenmiştir. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup Mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. Mahkemece bu yönde herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın hüküm kurulması da doğru değildir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.