Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14206 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5766 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: İstanbul 20. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/11/2012NUMARASI: 2012/951-2012/1174Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonolara dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve faize itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçlunun ikametinin Ümraniye olduğu ve İstanbul icra dairelerinde takip yapılamayacağı gerekçesi ile yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Takibe konu bonolar üzerinde İstanbul Mahkemeleri'nin yetkili olduğuna dair yetki sözleşmesi bulunmaktadır. Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesinde, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Maddede bahsi geçen tacir sıfatının Türk Ticaret Kanunu'na göre tayin edilmesi gerekir. Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan, 6762 Sayılı TTK'nun 18. maddesinde, ticaret şirketleriyle, gayesine varmak için ticari bir işletme işleten dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmi şahısları tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler dahi tacir sayılırlar. Somut olayda, alacaklının anonim şirket ve borçlunun ticari işletme olduğu, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'na göre alacaklı ve borçlunun tacir oldukları ve takibe konu bonolarda İstanbul İcra Daireleri'nin yetkisinin kabul edildiği görülmektedir. Sözkonusu bonolardaki yetki sözleşmesi geçerlidir ve tarafları bağlar. Hal böyle olunca, alacaklı şirketin İstanbul İcra Müdürlüğü'nde takip yapmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazının reddine karar verilerek diğer itirazların incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.