MAHKEMESİ : Bakırköy 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/11/2009NUMARASI : 2009/1563-2009/1466Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçiler. vekili, borçlu olmadıkları halde ödeme emrinin müvekkillerine gönderildiğini, sehven, yetkili olmayan elemanlarının tebligatı aldığını ve sonrasında müvekkillerinin işyerinde haciz yapıldığını iddia ederek, tebligat ve tebligat sonrası tüm işlemlerin iptalini istemiş, mahkemece 3.cü kişinin tebligata ve hacze şikayet hakkı bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 48. maddesine göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.” Yasada öngörülen (mahkeme) teriminin icra takipleri için (icra dairesi olarak) anlaşılması gereklidir.Somut olayda icra takibini yapan alacaklı A.B.D. vatandaşı olduğuna göre öncelikle mahkemece anılan konuda karşılıklılık esası olup olmadığı araştırılarak, karşılıklılık esası yok ise alacaklının teminat yatırması gerektiğine karar verilmesi gerekirken bu yönde araştırma yapılmadan hüküm tesisi isabetsizdir.İcra müdürlüğünce de alacaklıya, toplam alacağın %20 si oranında teminat yatırması için 8.10.2009 tarihinde 10 günlük süre verilmiş ise de, teminat yatırıldığına ilişkin makbuz görülememiştir.Ayrıca şikayetçilerin borçlu olmayıp 3.cü kişi oldukları 14.9.2009 tarihli örnek 7 ödeme emrinden anlaşılmaktadır. Şikayetçilerin yetkilisi tarafından 14.10.2009 tarihli haciz tutanağında da aynı hususlar ileri sürülmüştür. Mahkemece, icra müdürlüğünün yaptığı tebligat ve haciz işlemlerinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenip, gerçek borçlu adresinde tebligat ve haciz işleminin yapılıp yapılmadığının belirlenmesinden sonra oluşacak sonuca göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.