Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14046 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 11097 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Sincan İcra MahkemesiTARİHİ: 03/04/2006NUMARASI: 2006/12-12 D.işYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İcra Mahkemesi kararını temyiz eden İ. S. AŞ. icra takibinde borçlu olup şikayette yasal hasımdır.Alacaklının İcra Mahkemesine başvurusunda icra takibinin borçlusunu hasım olarak göstermemiş olması İcra Mahkemesi kararı doğrudan borçlunun hukukunu etkilediğinden adı geçenin yasal hasım durumunu ortadan kaldırmayacağından temyiz hakkının bulunmadığının kabulü mümkün değildir. Bu nedenle borçlu vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin 03.04.2006 tarih 2006/12 D.iş – 12 D.iş sayılı mahkeme kararı yerinde görülmediğinden oybirliğiyle kaldırılmasına karar verilerek İcra Mahkemesinin 03.02.2006 tarihli ve 2005/386 esas , 2006/29 karar sayılı hükmünün temyiz incelemesine geçildi:Şikayetin mahiyetine göre Mahkemece İİK.nun 18. maddesine göre duruşma açıldığı halde borçlu hasım gösterilmeden ve adı geçenin hukukunu ilgilendiren bu konuda yargılamaya katılması sağlanmadan sonuca gidilmiştir.Bu maddenin 2.fıkrası uyarınca (...duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır.) İcra müdürü şikayette hasım olarak gösterilemez. Takipte taraf olan borçlunun şikayette de taraf gösterilmesi gerekir.O halde Mahkemece öncelikle yasal taraf teşkili yapıldıktan sonra yargılamanın sonuçlandırılması gerekirken borçlu yargılamaya dahil edilmeden ve borçlunun yargılamaya katılma talebi de dikkate alınmadan yargılamanın sonuçlandırılması isabetsizdir.Öte yandan, faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden Borçlar Kanunu’nun 113/2. maddesi uyarınca-halin icabından anlaşılan durum gereği-bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklı fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını her zaman talep edebilir. Açıklanan bu koşullara göre alacaklı takip talebinde yazılı olan işlemiş faiz ve işleyecek faiz talebi için miktar ve oran belirtilmek suretiyle talebini sınırlandırdığından ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağının bu takip dosyasından istenmesi mümkün değildir.Alacaklı anılan faiz alacağını ancak yeni bir icra takibi ile isteyebilir. Bu nedenle Mahkemece şikayetin reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.