MAHKEMESİ : Cide İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/03/2013NUMARASI : 2012/55-2013/41Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Şikayetçi, haczedilen menkullerin gemi yapı ipoteği kapsamında olduğunu ileri sürerek, haczin kaldırılmasını istemiş, mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin reddine karar verilmiştir.6762 Sayılı TTK'nun 943.(6102 Sayılı TTK'nun 1056.) maddesinde; "Gemi ipoteği inşa halindeki gemiye, inşaatın her safhasında şamildir. Gemi ipoteği bundan başka 900. maddede yazılı şeylerle, yapı malikinin mülkiyetine girmemiş olan kısımları müstesna, tersanede bulunup inşaatta kullanılacak olan ve bu bakımdan işaretlenmiş bulunan kısımlara da şâmildir. 900. maddenin ikinci fıkrası hükmü bu halde de tatbik olunur. Gemi ipoteği, sigorta tazminatına ancak malikin yapıyı ayrıca sigorta ettirmiş olması halinde şâmildir" düzenlemesi yer almaktadır.Yapı halinde bulunan gemi ipoteğinin kapsamına (yapı malikinin mülkiyetine girmemiş olan kısımlar müstesna); gemi, geminin mütemmim cüzü, teferruatı, navlun, kiralar, yapının ayrıca sigorta etttirilmesi halinde sigorta tazminatı, zaruret halinde satılan geminin bedeli ve tersanede bulunup inşaatta kullanılacak olan ve bu bakımdan işaretlenmiş bulunan kısımlar girer. 6762 Sayılı TTK’nun 900/3. maddesine göre ise; mütemmim cüz'ler iki halde ipoteğe konu olmaktan çıkar; 1-)Normal işletmenin icabından olarak daimi surette gemiden ayrılır veya uzaklaşırsa, 2-)Gemiye alacaklı lehine el konmazdan önce temlik edilerek gemiden uzaklaştırılırsa (Turgut Kalpsüz, Gemi Rehni, 4. b., S. 8 9 vd. Ankara: Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayınları, 2001), (Gönen Eriş, Türk Ticaret Kanunu Ş. D.. Ticareti ve Sigorta, 3. cilt, S.203. Ankara; Seçkin Yayınları. 1990).İİK'nun 83/c. maddesinde ise; "Taşınmaz rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti, taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez. Türk Medeni Kanunu'nun 862. maddesi hükmü saklıdır" hükmüne yer verilmiştir. Kural olarak taşınmaz telef, tahrip veya tağyir edilmeden ondan ayrılması mümkün olan eklenti, ana taşınmazdan ayrı haczedilip satılabilir. Ana taşınmazın ipotekli olması hali için düzenlenmiş yukarıdaki yasa maddesine göre; ipotekli taşınmazın ipotek akit tablosunda sayılı ve eklenti niteliğindeki menkuller, taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceği gibi, ikinci fıkra gereğince 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 862. maddesi hükmünün saklı tutulmuş olması nedeniyle, bu maddeye göre rehin, taşınmazı, bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kıldığından, akit tablosunda yazılı olmasa bile, ipotekli taşınmazın eklentisi niteliğindeki mahcuzlar da taşınmazdan ayrı haczedilip satılamaz. Taşınmazın ipotekli olduğu her iki durumda da (ipotek akit tablosunda yazılı olsa da olmasa da), mahcuzların Medeni Kanun hükümlerine göre eklenti niteliğinde olup olmadığı bilirkişi aracılığı ile belirlenmeli, taşınmaz ipotekli, mahcuz menkuller de bunun eklentisi niteliğinde ise, haczedilmezlik şikayeti kabul edilmelidir.Somut olayda; 18/02/2013 tarihli bilirkişi raporu, şikayete konu menkul mallar incelenmeden, üzerindeki bilgiler kontrol edilmeden ve yapı ipoteği tesis edilen gemi ve gemiye ait bilgi ve belgelerle gerekli karşılaştırmalar yapılmadan hazırlandığından hükme esas alınamaz.Mahkemece, konusunda uzman kişilerden oluşacak bir bilirkişi kurulundan mahcuzların, eklenti (teferruat) ya da bütünleyici parça niteliğinde olup olmadığı hususunda Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.