Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13786 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11408 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Denizli 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/09/2013NUMARASI : 2013/628-2013/619Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin 28.01.2013 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, borçlunun taşınır ve taşınmaz mal varlığı üzerine haciz konulduğu, borçlunun işverenine maaş haciz müzekkeresi tebliğinin talep edilmesi üzerine, 12.08.2013 tarihinde icra müdürü tarafından ödeme emri tebligatının TK 21/2. maddesi uyarınca yapılmasının usule aykırı olduğu, takibin kesinleşmiş sayılamayacağından bahisle taleplerinin reddine ve daha önceden konulmuş hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklının icra mahkemesine yaptığı başvuruda ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, icra müdürünün böyle bir karar veremeyeceğini belirterek müdürlük işleminin iptalini istediği, mahkemece istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/112-258 Esas-1991/1344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak (7) günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması da zorunludur. Bir diğer anlatımla, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" niteliğindedir. İİK.nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. İcra müdürünün, borçluya çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğini tespit yönünde bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Somut olayda, borçlu tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair usulünce yapılmış bir şikayet bulunmamaktadır. İcra müdürünün re'sen borçluya çıkartılan ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğini tespit konusunda işlem yapması doğru değildir. Belirtilen bu gerekçe ile alacaklının şikayetinin kabulü yerine yazılı şekilde reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.